EŞİTLİK Mİ ADALET Mİ?
7 Eylül 2024Gerçekten Var Böyle Sinekler
20 Eylül 2024Sürekli bir evrim geçiriyoruz. Takas ekonomisinden günümüz finansal yapılarını inşa ettik. Bu evrimlerin getirilerinde teknolojik gelişmeler, bilimsel gelişmeler vb. derken günümüze kadar geldik. Günümüzde ise tartıştığımız bazı saçma gibi görünen ancak deli gibi de merak ettiğimiz konular var. Mesela Robotlar dünyayı ele geçirecek mi? Yapay Zekâ bize zarar verebilir mi? Bu konularda onlarca filmler çekildi, kitaplar yazıldı, komplo teorisyenleri tarafından komplolar üretildi. Herkes bir şeye inanıyor ya da saçma buluyor. Fakat gerçek ya da kurgu ne olursa olsun hayatımızda artık yapay zekâ ve robotlar öyle ya da böyle var. Evet gerçekler… Üstelik bu gerçeklik yeni değil. Onlarca yıldır otomasyon olarak hayatımıza girdiler günümüzde ise kendileri öğrenip uygulayabilen bir varlık haline geldiler.
Bu otomasyonlar ve yapay zekalar sosyal hayatımızın her noktasında karşımıza çıkıyorlar. Mesela trafikte seyir halindeyken bizi sollayan bir aracın şoförü yapay zeka olduğu gibi trafik ışıklarını kontrol eden bir otomasyon olabilir. Temel gıda ihtiyaçlarımızı karşılayacak tarlalarımızı eken, ilaçlayan ve ekinlerimizi kontrol eden yapay zeka ve otomasyon uygulamaları olduğu gibi bu tarlaları hasat edip hasadı fabrikalarda işleyen otomasyonlarda mevcut. Evimizin temizliğini yapan robotlar, besi çiftliklerindeki hayvanları besleyip, sütlerini sağanlarda robotlar. Daha verebileceğimiz onlarca örnek olduğu gibi şu konuda bir otomasyon ya da yapay zeka yok deseniz bile hemen o konuda da bir otomasyon ya da yapay zeka destekli bir robot inovasyonu gerçekleştirilebilir. Lisede tasarım dersinde hocamız “tasarım yaparken limitiniz hayalleriniz” derdi. Evet yazılım konusunda da gerçekten limitimiz ihtiyaçlarımız ve hayallerimiz.
Peki ben bunları niye anlatıyorum? Bu konunun ideolojik boşluk ile ne alakası var? Çünkü gözlemlediğim ideolojik bir boşluk var. Gelmiş olduğumuz medeniyetin bir eksikliği var. Bu eksikliği açıklamak için birkaç soru sormam gerekiyor. Şöyle ki; Sanayi devrimi bize neler getirdi? Öncelikle çalışma saatlerini, kadınların aktif olarak iş hayatına atılmaları gerektiğini, sonra küçük insanların çocuk olduklarını keşfettiler çocukluk ve gençlik gibi kavramlara anlam yüklediler, biraz daha geçtikten sonra mesai saatlerini ve tatil zamanlarını keşfettiler (hatta günümüzde hala bu konu üzerinde gelişmeler gerçekleşiyor) sınıfları meydana getirdiler sonra bu düzene kapitalizm dediler. Tabii kapitalizm sınıfsal çatışmalar kapitalizmin karşısına bir seçenek ortaya çıkardı. İlk önce komünizm sonra da sosyalizm. Seçeneklerimiz arttı fakat emperyalist dünya da düzenin adil olması değil, güçlülerin gücüne güç katması önemli olduğu emperyalizmin destekçisi kapitalizm destekçisi olan liberalizmi sosyalizm ve komünizm rekabetinde hegemonya haline getirdi. Şimdilerde ise işin uzmanları Tekno Feodalizm diye bir kavramdan bahsediyorlar.
Kapitalizmde bazı işin uzmanları tarafından Tekno Feodalizme yenildiğini ve artık hegemonyanın bu yeni Tekno Feodalizm olduğunu söylüyorlar. Fakat okuduğum birkaç makaleye göre bahsettikleri Tekno Feodalizmin kapitalizmden farkını görebilmiş değilim. Aslında bahsettikleri konulardaki verdikleri örneklerde ekosisteme pek hakim olmadıklarını görüyorum. Sadece para ve ürün üzerinden yorum yaptıkları için diğer getirilerini ve götürülerini konuşmadıklarını görüyorum. Bu yüzdende Tekno Feodalizm denilen yeni kavramın eksik ve yanlış yönlendirmede olduğunu düşünüyorum. Umarım işin uzmanlarına da birileri bu eksik düşüncelerini hatırlatır. Sonuç olarak tartışılan yeni bir düzen var. Bu düzenin ismi ister Tekno Feodalizm olsun, ister kapitalizm 2.0 olsun ya da bambaşka bir şey olsun fark etmez yeni bir düzen olduğunu artık herkes kabul ediyor. Peki bu düzen tek başına mı olacak? İşte dünyanın yaratılış felsefesine göre hiçbir şey tek olamayacağı için mutlaka bu düzenin karşısında bir düzen olması gerekiyor.
Kapitalizm kendi düzenini kurduğunda karşısına Komünist Manifesto çıkmıştı. Bir kapital tarafından fonlanan Karl Marx tarafından kapitalizme karşı verilen bir mücadele! İşte yeni dünya düzeninde ise eksik bir ideoloji var, günümüzün Karl Marx’ı ortaya çıkıp yapay zekanın, otomasyonların ve robotların işçi sınıfı yararına çalışmasını kavramlaştıracak ve bunu uluslararası kürsüde savunacak bir lider eksikliğini sizde hissetmiyor musunuz?
Hani birisinin çıkıp sahip olduğumuz teknolojiler sadece kapital düzenin servetine servet ekliyorken alt sınıfın hayatını kolaylaştıracak bir atılımı neden yapmıyoruz diye sorsun istiyorum. Fabrikalarda, bağda bahçede, ofiste ve evde kısacası hayatımızın her yerinde robotlar aktif olarak çalışabiliyorken insanlık neden hala sevmediği işlerde çalışıp, hayalleri uğruna borçlanıp köle hayatı yaşamak zorunda bunu biri sorgulasın istiyorum. Evet biliyorum bu dediklerim aslında çok basit şeyler, ütopik hayaller ancak biz böyle bir dünyaya sahibiz sadece neye sahip olduğumuzun farkında değiliz, farkında olanlarımızda kendi statüsünü ve gücünü buna borçlu. Artık birinin çıkıp ben işe gitmek istemiyorum benim işimi robotlar yapsın ve benim yaşam hakkımı verin demesi gerekiyor! Bak ayın 15’i geliyor ben kılımı bile kıpırdatmadan her şeye sahip olabileceğim dünyada hala kira ödüyorum. Birilerinin bunu çözmesi gerekiyor!
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.