Keşke Allah İstediğine Mal Verirken Eşit Miktarda İlim Verseymiş

Anneannem ben okul okuyamıyorken hep bir hadis söylerdi; “Allah malı istediğine, ilmi isteyene verir.” internette biraz araştırdım sanırım böyle bir hadis yok ama diyelim ki böyle bir hadis var ve bu hadisten bir çıkarım yapmak gerekirse -ki bu çıkarım tövbe Allah’a muhalefet olmak değil bir dua- “Allah’ım keşke mal sahibi olmasını istediğin kimselere mal verirken birde biraz ilim verseymişsin çok güzel şeyler olabilirmiş” demek istiyorum. Biraz da insanoğluna kızmak istiyorum. Özellikle Arap milletinden olanlara. Hadi Rabbim size mal vermiş, ilmide isteyene veririm demiş. O kadar malı kullanmak için neden biraz da ilim istemediniz? Anlasam Arap olacam…

Allah Malı Sadece Araplara Mı Vermiş?

Araplar gibi mal sahibi olmuş bir millet daha var. Yahudiler. Sanırım Celal hocaydı Yahudiler için demişti ki; “Yahudiler zeki ve çalışkan insanlardır. Zeki olanları ticaret yaparlar, daha zekileri ise bilim.” Aklımızdaki popüler bilgileri düşündüğümüzde gerçekten başta Albert Einstein olmak üzere dünyaya yön vermiş önemli bilim insanları Yahudi’dir. Gördüğünüz gibi paraya konup ilimden uzak durmamışlar. Fakat Araplar bunların tam aksine İslam’la birlikte yükselen bilimin altın çağını Emevîler zamanında baltalayarak adeta önünü kesmişler ve para Araplarda kalırken bilim Asya ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya doğru hareket etmiş…

Zulme Karşı Milletler Devletlere Karşı!

Peki ben bunları neden düşünüyorum? Çünkü bugünlerde yaşanan Gazze zulmünü dikkate aldığım zaman aslında Arapların parasal güçle bu zulmü yönetebileceklerini, bunların yaşanmasına mahal vermeyeceklerine kanaat getiriyorum. Fakat Arapların böyle bir derdi yok. Arapları geçtim Müslüman devletlerin çoğunun böyle bir derdi olduğunu görmüyorum. Yapılan mitingleri ve eylemleri gördükçe Halide Edip Adıvar’ın Jacques Rousseau’dan arakladığı sözü tekrardan aklıma geliyor; “Milletler dostumuz devletler düşmanımızdır!” Evet aynen öyle, olanları görüyorsunuz. Milletler sokaklarda Gazze’de yapılan zulmü haykırırken, üstelik Müslüman olmayanların bile bu duruma tepki gösterdiğini görürken devletlerin bu kadar sessiz kalması, devletleri düşman ilan etmemizi teşvik ediyor.

İsrail Zulmü Sadece Filistinde Mi?

İsrail gerçekleştirdiği bu zulmü sadece Gazze’de sivilleri öldürerek yapmıyor. Bu zulmü dile getiren gazetecilerin işten çıkarılmasını sağlayıp onların sesini kısarak, bu zulme tepki çekmek isteyen karikatüristleri işsiz bırakarak, sinema yıldızlarını Hollywood’dan uzaklaştırarak, miting yapan, eylem yapan insanların sosyal ve geleneksel medyada görünürlüğünü  engelleyerek yani özgür iradeyi ve düşünce özgürlüğünü tehdit ederek, bu zulme dur diyen siyasi liderlerin fonlamasını keserek demokrasiyi baltalayıp, hükümetlerin kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmediklerinde sahip oldukları ekonomik gücü ülkelerinden çekip kriz çıkartmakla tehdit ederek bu zulmü dünyanın her yerinde gerçekleştiriyor. Evet bugün Gazze’de, yarın Kudüs’te Mescidi Aksa kapılarında kanlar dökülüyor ve dökülecek ama dünyanın diğer noktalarında da insanların insanca yaşama özgürlüğü elinden alınarak zulüm devam edecek.

Konjonktürü Araplar Finanse Etseydi

Bu noktada düşünüyorum da Araplar biraz daha duyarlı ve ilim sahibi insanlar olsaydı (Ki burada Cübbeli Ahmet hocaya atıfta bulunmak istiyorum. Sözde Araplar çok zeki ve ilim sahibi insanlarmış o öyle söyler.) nasıl olurdu? Mesela düşünsenize Amerika’da İngiltere’de Yahudi patronlarının finanse ettiği medyaya rakip, Arapların finanse ettiği ve o medya iletişim mecraları kadar popüler bir medya şirketi olsaydı, bugün bu ülkelerde medyanın hükümete yaptığı baskı sonucu olarak BM’de alınabilecek kararlar nasıl olurdu? Düşünsenize Avrupa futbol kulüplerini satın almak yerine, Dünya kupasını kendi ülkelerinde yapılmasını sağlamak için inşa edilen stadyumlar ve medyada haber olan rüşvet skandallarında harcanan paralar yerine Araplar Hollywood’da bir stüdyo sahibi olsa ve biz beyaz perde de Yahudi kahramanlıkları, Yahudilere yapılan zulümler yerine Ortadoğu’daki haksızlıkları ve zulümleri izleseydik insanların bakış açıları nasıl değişirdi. Arapların lüks yaşantısına, konforlarına harcadıkları paralar yerine Netflix benzeri bir platforma sahip olsalar ve tüm dünyaya Netflix’in dayattığı ve popüler hale getirdiği zenci ırkçılığına karşı verilen mücadele yerine İslamofobi mücadelesini dünyaya izletseler ve bunu popüler yapsalar. Netflix’in ibneliği normalleştirmek için yayınladığı onlarca içerik gibi Araplar ‘da bunun ne kadar sağlıksız ve insan doğasına aykırı bir şey olduğunu gösteren içerikleri popülerleştirse sizce nasıl olurdu?

Dünyayı Karşısına almak Yerine Dünyayı Alabilecekken

Mesela yakın tarihimizden şunu biliyorum; Kaşıkçı cinayeti ardından hükümetimizin tutumu yüzünden Suudi Arabistan Türkiye’ye ambargo uyguladı ve ülkemizde birçok şirket iflas etti, birçoğu da iflas etme eşine geldi. Hal böyle olunca hükümet çok uzun bir süre bu iş adamlarının baskısı altında kaldı. Tabii ki bu ülkemize başta döviz ve istihdam problemi de yarattı. İşte aynen bu şekilde Arap şirketlerinin Amerika’ya nüfuz ettiğini düşünsenize. Üstelik bu ticari faaliyetlerin yanında birde ciddi lobi çalışmaları yapılsa ve Ortadoğu’da yaşanan aksi bir durumda Araplar Amerika’yı bu ticari faaliyetlerini fes etmekle tehdit edip BM’de alınabilecek kararlarda Amerika’yı İsrail’in karşısına koyabilse İsrail bugün rahat rahat savaş suçu işleyebilir mi? Biraz daha akıllı insanlar olmamız lazım. Evet top tüfek lazım ama kılıç kalkanda artık bir yere kadar. Bunu diyorum çünkü ne kadar eleştirsem de, hiç oy vermemiş olsam da mevcut hükümetin Gazze’de yaşanan zulme karşı politikasının çoğunu destekliyorum. Ellerinden geldiklerini yaptıklarını düşünüyorum ve bu bir yere kadar. Ama elinden daha fazlası gelecek devletler ve topluluklar var. Türkiye bugün vereceği kararlarla dünyayı karşısına alabilir ama dünyayı karşısına almak yerine direkt dünyayı alabilecek devletlerin bu zulme karşı durması insani değerlerime dokunuyor…