İslam Davası ve Fikir Avukatları
6 Nisan 2023Daldım: Kerpe Denizyıldızları Dalış Okulu
22 Ekim 2023Defalarca kez önünden geçip, defalarca kez niyet etmiş olsam da önündeki kalabalığı görüp vazgeçtiğim efsanevi Galata Kulesine çıkmak şerefine sonunda nail oldum. Çıktım çıkmasına da dedim sonra bu muymuş yani… Tabii bu işin geyiği, tarihe ve efsanelere konu olmuş, kendini dünya tarihi içinde fantastik hikayelerle konumlandırmış bir ruhun kalbine girip öyle baktım masal diyarı İstanbul’a. Gerçekten hikayeler fantastik, İstanbul ise masal diyarında İstanbul. Yoksa bakınca İstanbul’a bir yığın insan kalabalığı, gıdım gıdım ilerleyen trafikten başka bir şey göremiyorum maalesef. O yüzden İstanbul’a bakmayacaksın, dinleyeceksin gözlerin kapalı.
Fantastik Masalların Vazgeçilmez Yeri: Galata Kulesi
Galata Kulesi hakkında bir yığın bilgi paylaşabilirim ya da hikayeler. Bizans’tan tutunda pagan ayinlerine oradan Osmanlı hikayelerine kadar gerçekten dilden dile efsaneleşen bir yapı. Bir simge olmuş. Her yerde bu bilgileri fazlasıyla paylaştıkları için tekrar tekrar bilgi kirliliği yapmak istemiyorum. Sadece Galata Kulesini dolaşırken gördüğüm bir İstanbul maketinden bahsetmek istiyorum. Bu maketi görür görmez Ferhan Şensoy’un yazıp yönettiği, Ortaoyuncuların oynadığı İstanbul’u Satıyorum! tiyatro oyunundan bir sahne aklıma geldi. İki üstat Ferhan Şensoy ve Münir Özkül karşılıklı oynuyor bu sahneyi, birisi Ayasofya’yı ayakta tutup nesilden nesile miras kalmasını sağlayan, yaptığı eserlerle İstanbul’u İstanbul yapan ve ona mimari kimlik kazandıran bir koca mimar, Mimar Sinan. Diğeri ise Mimar Sinan’ın İstanbul’a kazandırdığı kimliği yetersiz bulup, İstanbul’a yeni bir mimari kimlik kazandırmak isteyen bir müteşebbis Kartal bey.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
İstanbul’un Üzerine Beton Dökelim, Arşa Yükselsin İstanbul Diye Bir Beton Yığını
Kartal bey istiyor ki İstanbul’un üzerine bir beton dökülsün, yeni bir kat çıkılsın. Yeni bir İstanbul inşa edilsin. Bunun içinde Mimar Sinan’ı rahatsız eder türbesinden kaldırıp getirir yeni bir İstanbul inşa etmesi için fakat koca Sinan durumdan rahatsız. Der ki o zaman Galata Kulesi’ni de yükseltmek lazım, minareleri de yükseltmek lazım bir o kadar. Yoksa görünmez bu beton yığını arasında… İşte bende Galata Kulesi’nin en tepesinden aşağı doğru merdivenlerden inerken ne göreyim? Salonun tam ortasında bir İstanbul maketi. Aynen uzay çağından bir İstanbul… Şöyle ki güzelim İstanbul’u müteahhitler doldurunca gökdelenlerle ve gözdelenlerle, doldurulunca daha az metre kareye daha çok insan yer kalmamış İstanbul’un simgelerine. Çareyi de bulmuşlar tabii dikmişler sütunları kaldırmışlar İstanbul’un simgelerini gökyüzüne hop yepyeni bir İstanbul… İster gökte, ister yerde bul. Ferhan Şensoy’un projesinin tam tersi. İstanbul’un üzerine yeni bir İstanbul çıkamayınca eski İstanbul’u çıkarmışlar gökyüzüne.
Neyse geyikte bir yere kadar. 1988 yılında oynamış bu tiyatro oyunu ve o günde varmış bu rahatsızlık bazı ön görülü ve aydın kimselerde. Bugünde aynı sorunu görüyorum o zamanların kafasına sahip aydın kesimde. Bugünlerin kafasına sahip insanlarda pek böyle dertler göremiyoruz maalesef. Onların derdi daha az metre kareye daha çok ihale. Eeee ne olacak bu İstanbul’un hali deyince adam ya boğazdan yatla gidiyor işine ya da gökyüzünden helikopterle. Geçen günlerde Kafa TV’de izlemiştim İlber hocada bu durumdan çok şikayetçiydi. Ne yapmak lazım ki? Şikayetler yaratana…
Ayasofya’nın kıblesi mi kaymış ne?
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
1 Comment
💛