Franz KAFKA – Dava Kitabının Hissettirdikleri
9 Ocak 2020Puduhepa ve Kız Kardeşleri Bu Toprakların Kızlarına Umut Oluyor!
15 Ocak 2020Franz KAFKA çok ilginç bir karakter. Kendisi gibi yazdıkları da aynı ilginçliği taşıyor. 2018’in ilk ayı olan Ocak ayı ile birlikte ilk sayısını çıkarmış Tezgah Dergisi’nin 5. sayısı olan Mayıs sayısı sayesinde Franz KAFKA‘nın ilginçliğini, karakterinin detaylarını fark etmeye başlamıştım. O dönemden sonra birazcık rastlantı birazcık istek olarak Franz KAFKA okudum. İlk kitap Dava, ikinci kitap ise Dönüşüm oldu ve ardından başka bir kitap gelmedi. Çünkü KAFKA’nın hayatı gibi, okuyucu kitlesinde de bir gariplik bir sahtekarlık sezinlemek mümkün bu yüzden bu yazarın kitaplarına pek ilgi duyamadım. Ki zaten benim kapasitem için oldukça üst seviye bir kitap. Şimdi 2-3 yıl önce okumuş olduğum bir kitap hakkında bana hissettirdiklerini yazmak istiyorum.
Sanat ne içindir, nedir bilmiyorum, bu sorulara cevap verebilecek bir kapasitem de yok ama insanların bir objeden, doğanın bir parçasından, baktığı herhangi bir yerden anlam çıkarabiliyorsa o anlam çıkardığı şey bence sanattır. Tasavvuf boyutunda düşünecek olursak tefekkür edilen her şey bir sanattır. Ve bu yorumlar insandan insana değişeceği için sanatın belirli bir anlamı olmayabilir. Bu yüzden internette Franz KAFKA Dönüşüm yorumlarına bakarken bir şeyi fark ettim. Yorumların hepsi sanki tek bir kanaldan çıkmış gibi. Edebiyat sanat mıdır, bilim midir bilmiyorum fakat yazılan her kitap çıkarılan anlam bakımından sanatın bir parçasıdır. Ve bu sanatı, özellikle bol bol metafor kullanılan edebiyat ürünlerinde farklı farklı yorumlar görmek yada farklı anlamları tartışmak gerekir. Malum benim kitabı okuduğum 3 yıl oldu, unutkan da bir insanım tekrardan bir şeyler hatırlamak için yorumları okuyayım dedim ve gördüklerim, kitabı bitirdikten sonra hissettiklerimi bana hatırlattı. Tam bir sahtekarlık! Franz KAFKA kitaplarını okumuş ve bu kitap hakkında konuşmuş insanların yorumları bu kadar sığ ve tek düze olamaz. Hiç mi öz fikriniz yok?
Kitabın bana hissettirdikleri dışında daha çok kitabın kitlesinin bana hissettirdiklerini yazdım özür dilerim. Kitap hakkında da biraz laf geveleyip yazıyı bitirmek sanırım en iyisi. Franz KAFKA Dönüşüm kitabı, okunduğu zaman ve mekanlara göre farklılık yaratan bir kitap. Kitabın kahramanı, Gregor SAMSA ise kendinizi tam olarak yerine koyabileceğiniz bir karakter. Ben bu kitabı askerde 90 kişilik mevcudu ile Ruslar’dan kalma kalın duvarları olan, içi boş hayal edildiğinde kendinizi tam olarak bir hangarda hissedeceğiniz, 90 tane askerlik yapan enerjisi bitmeyen erkek topluluğunun içinde okumak kaldım. Evet okurken tam olarak Gregor SAMSA‘ydım. Arkadaşlarıma katılıp karı kız muhabbetleri edip, bir birimize ağır küfürler etmek yerine kitap okumayı seçtiğim için, onlarla birlikte başkalarına rahatsızlık vermek yerine kendime vakit ayırdığım için tiksinç bir hamamböceği oldum. Sonra bana alıştılar tabi, beni de böyle kabullendiler sonra görünmez oldum. Hepiniz sosyal hayatınızda buna benzer durumlar yaşamışsınızdır. Ben o anlarda bu kitabı okuduğum için böyle hatırlıyorum dediğim gibi zaman ve mekan kavramları arasında farklı farklı anlamlar çıkarabileceğiniz hayatınızı değerlendiren ve sizi dibe çekip, size kötüyü gösterip hayatın gerçekleriyle sizi tanıştıracak bir kitap. Bu yüzden bu kitabı okuyup daha iyi kavrayabilmek için hayata karşı biraz sorumluluk aldığınız dönemlerde ve geçiş dönemlerinizde okumanızı tavsiye ederim. Çünkü bu tip zamanlarda sizi anlayan, sizi anlatan kitaplar insanın ruhuna iyi gelir.
Franz KAFKA – Dönüşüm Kitap Alıntıları
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.