Alıntı: Malı öyle bir sevişle seviyorsunuz ki, yığmacasına! – Ezilenlerin İslamı
20 Ocak 2024Serbest Piyasa İçin Yeterince Ahlaklı Değiliz
27 Ocak 2024Eren Erdem’in Devrim Ayeteri Egemenlerin İslamı Değil Ezilenlerin İslam’ı kitabının giriş bölümü ve Özgürlük Teolojisi kısmında adalet ve eşitlik kavramlarından bahsediyor. Eleştirdiği ve kabul etmediği argümanları kapitalistçe bulup İslam’a yakışmadıklarını belirtiyor… Ayrıca bu alıntıya bakmadan önce fırsat eşitliği ve adalet gibi sloganlar hakkında biraz kafa yormak gerekiyor. Bize sunulan fırsat eşitliklerini, toplumun bunu nasıl kabul ettiğini, Fırsat eşitliği derken sorumluluklarımızın ve haklarımızın neler olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Ardından görelim bakalım bize sunulan bu fırsat eşitliği adil mi? Sorulması gereken çok fazla soru var elbet önce sormamız gereken soru şu; madem Müslüman bir toplumuz, neden bunları sorgulayıp hakkımızı aramıyoruz?
Allah, ekmek ve eşitlik sözleri yayılıyordu…
Ve bu oyun bozulmaya yüz tutmuştu. Elbette öyle oldu.. Biz konumuza dönelim. Tam da eşitlik demişken bu kavra mı biraz deşmemizin vakti de geldi.İslam’da eşitlik yoktur, “adalet” vardır gibi cümlelere çok aşinayım. Adalet kelimesinin karşılığı da tahribatla dönüştürülmüş. Neymiş bu? “Fırsat eşitliği?”
Evet. Bu kavrama dikkat edin. Fırsat eşitliği, bizim daim fırsatçılarımızın diline pelesenk olmuş. Fırsatçılığın teolojisi, kendisini “fırsat eşitliği” kavramıyla ifade ediyor. Kapitalizmin insanlık alemine armağan ettiği garip bir kavram. Halbuki Kur’an bu duruma tepkili. Ve “açık, net biçimde haykırıyor;”
Neden fazlalıklılar eşitlenmezler? (Nahl, 71)
…
Fe hum fi-hi sevaun! (Halbuki onlar o konuda eşittirler.) Nahl Suresi’nin bu ayeti çok önemlidir. Bir şaşkınlık ibaresidir bu. “Halbuki o konuda eşittirler.”
Hangi konuda?
Rızık paylaşımı konusunda…
Peki neden eşitlenmezler? Allah’ın nimetini inkar mı ederler bunlar? (Nahl, 71)
İşte Kur’an’ın çözümlemesi. Çok net, açık, müspet! Peki nereden çıktı bu “kenzciler / servet biriktiriciler?” Nerden çıktı bu “fırsat eşitliği palavrası?”
Efendim “yan gelip yatan adama mi vereceğiz?” Adam üretmiyor. Ne diye eşitlenelim?
Güzel bir sorudur. Cevabı içinde gizlidir. Kişinin “emeğine yabancılaşması” üretimden uzaklaştırıyor. Yani, yan gelip yatma fiilinin temel nedeni, üretim araçlarının mülkiyetinin belirli ellerde toplanmasıdır.
“Adalet eşit bölüşmektir.”
Ama eğer bu bir hastalık boyutuna ulaşmışsa, bu durumda “yan gelip yatanla banka açan” aynı kategoriye girer.
…
Kur’an’ın “hırsızın elini kesin” ayeti, nesnel olmayıp, sembolik bir anlam içerse de bu ikisini muhatap alır.
Kamusal üretime katılmayanlar, yani yan gelip yatanlarla, kamusal üretimi bireysel cukkalarda biriktirenler …
Peki ya adalet ne demektir? Fırsat eşitliği mi?
Değil. Büyük dilbilimci Ragıp el İsfehani’nin Müfredat adlı eserinde yer alan “adl” maddesinin karşısında aynen şöyle yazıyor;
Adalet, eşit bölüştürmek manasına gelir. Fırsatta değil, mülkte eşitlik.
O halde yeniden okuyalım; “Adalet, mülkün temelidir.” Yani “mülkün temeli eşitliktir.”
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.