Kitap & Nargile & Kahve Kafe
2 Kasım 2021Savaş İnsanlar Arasında Değil, Devletler Arasında Olur!
7 Kasım 2021Jacques Rousseau‘nun görüşlerine göre ülkemiz politikasını yorumlamak istiyorum, yapacağım yorum genel iradenin yanılıp yanılmadığı ile alakalı değil, sadece verdiğimiz oylarla seçtiğimizi düşündüğümüz hükûmetin iradesini irdelemek istiyorum. Bence hükûmeti kuran koalisyonun yani Akp ve MHP koalisyonunun bahsettikleri gibi millî irade değil, özel irade durumundadır. Çünkü ne AKP, ne de MHP tek başına iktidar olacak kadar genel İradeye yani millî iradeye sahip değiller. Hâl böyle iken menfaatleri farklı olan iki topluluğun bir araya gelerek oluşturmuş olduğu genel irade millî olmaktan uzak olduğu gibi çıkar çatışmalarını tetiklediği için menfaat iradesi denilmesi daha doğru olacaktır. Bunu da nereden çıkartıyorsun sorusunu soracak olanlar için ilk önce kendilerine, yani bir işleri olduğunda devletin içinde olan tanıdıklarından yardım istemelerine baksınlar diyebiliriz.
Etrafımda gözlemlediğimiz kadarıyla terfi alan devlet memurları genelde liyakat ile değil referansla yükseldiklerini görüyoruz. Ki kimse “ben menfaatlerim doğrultusunda davranıyorum” demeyeceği ve bu durumu kabul etmeyeceği, kendisinin haklı olarak o terfiyi aldığını söyleyeceği için başkalarının böyle kendi menfaatleri doğrultusunda nasıl eylemler yaptıklarına baksınlar. Şahit olduğum kadarıyla devlet memurlarının “zamanında fetöcüleri kadrolaştırıp, şimdi nasıl işten çıkardılarsa yakında bizi de Ak Memur diye işten çıkartırlar” gibi iddialarda bulunduklarını göreceklerdir. Eğer bu iddialar doğru ise ülkemizin içinde bulunduğu ve milleti rahatsız ve huzursuz eden birçok durumun sebebi olarak bu özel iradeyi sebep olarak gösterebilirler. Ve eğer iddialar doğru ise ülkemiz için ne kadar da sakıncalı olduğunu ve ülkemizin gelişmesini engellediği aşikârdır.
Tumblr hesabımda bu yazıyı paylaştıktan sonra gelen anonim mesaj; AKP’min tek başına iktidar olacak çoğunluğu var aslında… Bahsettiğin şahıs ve fikriyatı başkanlık sistemi için geçerli değil.
Ben bu görüşe katılmıyorum. Maalesef Rousseau’nun fikirlerini ülkemizin başkanlık sistemi için geçerli sayabiliriz ve maalesef AKP tek başına iktidar olacak çoğunlukta değil. AKP’nin üyeleri FETO ile birlikte çalıştığı iddia edilen zamanlarda (2002 hariç) tek başına iktidar olacak çoğunluğu vardı. Belki o zaman buna genel irade (millî irade) denilebilirdi. Fakat ortada bir terör örgütüyle iş birliği iddiası olduğu için halkı temsil etmediğinden genel irade denilemeyebilir. Burada çözülememiş ve hiç araştırılmamış iddialar söz konusu.
O zamanki sistemi unuttum ama hatırladığım kadarıyla MHP ile olan koalisyonu AKP’nin son seçilmiş başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun seçilmesiyle başladı. Eğer MHP ile AKP koalisyon yapmasaydı hükûmeti kurmak için yeterli milletvekiline sahip olamayacaklardı. Yani ortada ortak bir irade değil, menfaatleri birbirinden farklı iki partinin birleşerek özel irade ile kurduğu bir hükûmet söz konusu.
Bu sebeplerden dolayı maalesef bahsettiğim şahsın fikirleri Türkiye’de ki Başkanlık seçimleri için geçerli olabilir çünkü ortada ikili parti sistemi yok. Eğer Amerika için bahsedersek, yani sadece Cumhuriyetçilerin ve Demokratların olduğu ikili parti sisteminden bahsedersek; evet orada Rousseau’nun fikirleri geçerli olmayabilir.
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.