
Daldım: Sharm El Sheikh – 3. Gün SS Thistlegorm Batığı
1 Ocak 2024
Acil Milletvekili Olmam Lazım!
8 Ocak 20242023 Yılı ile ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Bu yıl değişen hayatıma etki eden bir çok insana açık mektup gibi teşekkür etmek amacıyla böyle bir yazıyı yazmayı düşünüyordum ancak Japonya’da meydana gelen depremin videolarını görünce kafam tamamen dağıldı, aklımdaki kompozisyon nasıldı, ne yazacaktım unuttum bile. Ama şöyle geriye dönüp baktığımda diyorum ki; vay be bunların üzerine daha ne yaşayabilirim?
Daha ne yaşayabilirim derken mesleki kariyerimin gerçekten zirvesini gördüğümü düşünüyorum. Bana verilen görevi, bu görev için ödenen maaşı alnımın akıyla son kuruşuna kadar hak edip, gerçekten çok güzel işler başardığıma inanıyorum. Bir daha böyle bir pozisyonda çalışabilir miyim, bu kadar başarılı olabilir miyim? Hiç umudum yok, umudum olmadığı gibi mantığımda buna el vermiyor. Çünkü bu başarıyı borçlu olduğum insanlar var. Bir kere yeteneklerimi keşfedip, beni bu işin içine sokan hayatımda tanıdığım en hırslı ve başarılı insanlardan biri, Ç. abi var. (İsimleri açık açık yazmak istemiyorum çünkü bahsedeceğim insanların onayını alıpta bu yazıyı yazmıyorum.) Aslında macera 2020 yılında beraber çalışmaya başladığımızda başladı, 2021 yılında beni bilgisayar kullanma becerilerimden dolayı işine yarayacağımdan yanına aldı. 16 Nisan 2021’di. O günlerde tecrübelerinden çok yararlandığım, yöntemlerine ciddi saygı duyduğum İ. abi ile de tanışmış oldum. Ç. abinin bilgisinden sürekli yararlanırken İ. abinin yöntemlerini kendimce analiz edip uygulamaya çalışıyordum. Başarılı oluyor muydum? Bence bu konuya fıtratım uygun değil ancak ikisiyle de çalışmak muazzam işlere imza atmak hayatım boyunca bir daha yaşayamayacağım bir tecrübe. Ve bu tecrübe 2023 yılının Şubat ayındaki depremle son buldu… Burada bahsettiğim ve bahsetmediğim diğer çalışma arkadaşlarım ve büyüklerim de hepsi mükemmel insanlardı. Evlerini açıp ramazan ayında iftara buyur edecek kadar büyüklük gösterdikleri ve diğer anlata anlata bitiremeyeceğim büyüklükleri için hepsine tek tek teşekkürler.
Depremden sonra adeta yeni bir hayat başladı. Yıkılan duvarlar arasında yitip giden birikimlerin hepsi kayboldu ve artık adeta yeni baştan dünyadaydım. Takvimin en kısa ayı, yılın en uzun ayı olmuştu. Duvar yıkıntıları arasından çıkardığım üç beş parça kıyafetle günlerimi geçirirken artık kendi kokumdan rahatsız olduğum zaman banyo yapacak yerler aramaya başladığım zamanlar. Aylarca 2006 model ahı gitmiş vahı kalmış arabamın daracık arka koltuğunda iki büklüm sabahlayıp, sabahında tekrar elimizden geleni yapmaya koyulduğum zamanlar. Bu zamanlarda en çok zoruma giden ise yardımlar geldiğinde bir kaç parça iç çamaşırı istediğimizde zaten siz memursunuz bunlar halk için geldi diyip bizi ötelemeleriydi. Herkes çadıra geçtiğinde biz oradan oraya yardım için görevlendirildiğimizden dolayı aylarca çadırda bile kalamadık. Ya kendi arabalarımızda ya da tahsis edilen araçlarda 3-4 kişi bir şekilde sabahlamaya çalıştık. Bazı günler sağlam olduğu düşünülen kurumlarda uyuyabildiğimizde kendimizi şanslı hissediyorduk. Yine de her şeye rağmen biz Hatay’da çalışan basit devlet memurlarıydık ve elbette gideceğimiz memleketlerimiz var. Ancak memleketlerini, akrabalarını, ailelerini kaybedenler? Onları düşündükçe bu şikayetlerim, aslında şikayette değil bu serzenişleri yaparken kendimden utanıyorum.
Dediğim gibi yine de benim gidecek en azından başka kapım vardı. Deprem bölgesinden uzaklaşıp kafamızı toparlamamız, kendimize gelmemiz için 2-3 defa izne gönderildik. Bu izinlerde de elimde kalan son eşyalarımı arabamın arkasına doldurup memleketime gidiyordum. Bu izinlerden birinde ilk defa snowboard yaptım. Yani başlangıç seviyesinde eğitim alarak 4-5 gün kaydım. Çok güzel filmler izleyip, sevgilimle birlikte çok güzel tiyatro oyunları seyredip keyifli zamanlar geçirdim. Fakat yine de ekmek yediğim yer, gerçek evim. Yine Hatay’a dönüp orada yine aynı kişi olmaya devam ettim. İş arkadaşlarım artık arkadaştan öte abim, arkadaşım olmuştu. Ramazan ayında beraber çadıra çıkabilmiştik. Sahurları, iftarları aklınıza gelebilecek her şeyde beraberdik. Zorundaydık. Bu zamanlarda biraz özel alan ihtiyacı duymadım değil, olsa çok güzel olurdu ama şartlar zaten ortada. O kadar lüks olmadan da insan yaşayabiliyor.
Ardından bize dediler ki depremzede arkadaşlara istedikleri yere tayinini çıkaracağız. Tayinler açıldığında dilekçe ile başvurmaları yeterli. Peki ne oldu biliyor musunuz? Dilekçe de belirttiğim yer haricinde 5 tane daha seçim yapmama rağmen tercih dışı olarak tayinim çıktı. Hemde aklımın ucundan bile geçmeyen bir yere. Hatta şöyle ki kurumumuzda çalışan ve konuştuğum onlarca personel içinde tercih dışı çıkan tek personel bendim. En kötü ihtimalle 2. tercihine giden 3 kişi vardı. Onlarda yine sonuç olarak kendi tercihlerine gitmişti. Fakat benim ki, yapmış olduğum 6 şehirlik tercih dışında bambaşka bir şehirdi. Bu konuda çok ümitsizim. Giriş paragrafında yazmış olduğum “Bir daha böyle bir pozisyonda çalışabilir miyim, bu kadar başarılı olabilir miyim? Hiç umudum yok, umudum olmadığı gibi mantığımda buna el vermiyor.” cümleleri de biraz da bu yüzdendi. Neden biliyor musunuz? Çünkü ben tercih etmediğim bir yere tayin olduğumu öğrendiğim zaman, bilgisayar başında tayin olduğum yeri okurken, arkamda genel müdür telefonda özetle şu konuşmayı yapıyordu; “Ya bizim bir arkadaşımızın çocuğuda sizin oraya tayin oldu, merkezde bir yerde bir pozisyon ayarlayabilir miyiz?” bahsettiği yer benim tayin olduğum yer ama bahsettiği çocuk ben değilim. Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü ve o konteynerı hemen terk ettim…
Temmuz ayında Hatay’ı terk edip, yeni memleketim Afyonkarahisar’a geldiğim de o klasik anadolu insanını karşımda görmeyi çok isterdim. Fakat o eski anadolu insanı eski yeşilçam filmlerinde, eski insanların hatıralarında kalmış. İnsanlardaki ahlak duygusu yerini para olgusuna ve geçim derdine bırakmış. Ellerinde imkan olsa nefes aldığınız havayı size satmaya çalışacaklar. Bulunduğum yerde kiralık ev bulmak tam bir zulüm. Temmuz da geldim ve Eylül ayının sonuna kadar kiralık ev bulamadım. Boş olan evler ya bekar olduğum için kiralamak istemiyordu ya da ev sahipleri Avrupada olduğu için yazın geleceklerinde 15 gün kendi evlerinde kalmak için kiralamıyorlardı. Hatta bir keresinde bir ev sahibi ile konuşurken bana aklımdan geçen kirayı sordu, bende söyledim ve bana dediki; “sizde memursunuz bende memurum, siz burada bu kadar kira verirken ben Darıca’da 8 bin tl kira veriyorum bu adalet mi?” böyle bir saçmalık olabilir mi? Gerçekten bir konuda haklı. Ancak ben Kızılören diye bir yerde ev kiralıyorum. Etrafında 4 tane şehir merkezi var ve en yakını 95 km, kendi arabanla 1 saat 20 dakikaya gidiyorsun, araban yoksa toplu taşımayla bir yere gitmek için sabahın köründe tek olan arabayla yola çıkıp, akşam aynı arabayla geri dönmek zorundasın. İlçede ki tek sosyal alan ihtiyarların takıldığı kahveneler ve siyasi parti lokalleri. İlçe de 2 tane bakkal ve bir tane A101 var ve A101’de de olması gereken bir çok şey yok. Şimdi burası ile İzmit Darıca’yı bir mi tutuyorsun demem gerekiyordu ama siz o zaman bir kira düşünün bana dönersiniz diyip ayrılmıştım yanlarından.
Bilemiyorum sene olmuş 2023, gerçi o bitti 2024 oldu ama hala 1600 nüfuslu (ki yarısı yok) ve bir tane bile manavı olmayan köylere hala ilçe diyoruz. Nasıl oluyor aklım almıyor…
2023 Takvim yılı işte böyle geçti, o kadar çok şey yaşadım ki buraya yazıp yazmadığım, bunların üstüne daha ne yaşayabilirim diye düşünüyorum bazen. Sanki bir yılda, bütün ömrümü yaşamış gibi hissediyorum. Şimdi nasıl olacak bilemem ama nasıl olacağıyla ilgilenmiyorum. Çünkü gördüm ki ne olursa olsun hayat bir şekilde devam ediyor. Evlerimizi, arkadaşlarımızı, kimileri ailelerini, hayatlarını kaybettiler. Olmadan yapamam dediğimiz şeyler olmadan yapmayı öğrendik. Bir şekilde alıştık… Zaman geçiyor… Zaman geçiyor diyince de Sagopa Kajmer’in 24 şarkısı aklıma geldi. Girişinde Büyük Adam Küçük Aşk filminden aldığı skitte dediği gibi; Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız…
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.