Büyük Kariyerlere Açılan Minik Kapılar
22 Nisan 2022Okudum: Yunus Emre Aşka Vardıktan Sonra Kanadı Kim Arar
24 Nisan 2022
Geçen hafta bizim sitenin birkaç fırlaması ile yüzeysel bir şekilde tanıştık. Şöyle oldu; Cumartesi günü canım sıkılınca değişiklik olsun diye henüz sayfalarını aşındırmadığım Ot Dergisini okumaya karar verdim. Tekli koltuğuma kuruldum, hani ramazan olmasaydı birkaç sayfa okurken kahvemi içer, nargilemi fokurdatırdım. Ne de olsa maneviyatçı değil maddeciyiz. Eğer bilinç altımıza, huzurlu ortam algımızı sunmazsak yaptığımız aktiviteden fayda görmeyiz.
Ne de olsa maneviyatçı değil maddeciyiz. Eğer bilinç altımıza, huzurlu ortam algımızı sunmazsak yaptığımız aktiviteden fayda görmeyiz.
Bir sayfa, iki sayfa, üçüncü sayfa derken yazılar gayet makul olarak, okuma zevkimi katlayarak okumaya devam ediyordum sonra camın önünden bir o tarafa, bir bu tarafa uçan topu fark ettim. Topa gözüm takılınca okuma moduna aldığım bilinç altım okuma modundan farkındalık moduna yatay geçiş yaptı. Bu sefer dışarıdan topun duvara ve yere çarpma sesleri gelmeye başladı. Duvara çarpan her top, sanki Fatih’in Konstantinopolis’in surlarını döven şahilerden çıkıyormuş da bir türlü surların ırzına geçemiyormuş gibi hissettirdi.
Dışarıda adeta 90’lardan fırlamış çocuklar, 90’lardaki gibi eğleniyorlardı. Hemen kafamda bir ampul yandı; bu 90’lar fantezisinin eksiği ben olmalıyım diye düşündüm. Evet, bu eksiği tamamlayacak kişi bendim. Hayalimde, mahallede sabahtan akşama kadar oynadığımız yaz akşamları canlandı. Bir tane kamyoncu birde pazarcı bir amcanın eşi olan Nurdane teyze bize ne çektirirdi be… Gidin ötede oynayın, gidin okulun bahçesinde oynayın diye diye bizi Yunanistan’a kadar itelerlerdi.
Hayır ben daha çocukum, oyun oynamak için Yunanistan’a çocuk irtica talebinde mi bulunmam lazım? 23 Nisan’da devlet koltuklarına oturtulan çocuklar kendi mahallelerinde oyun oynayamaz haldeler. Sanırım büyükler çocukların çocuk olmasına karşı. Hemen büyüyüp adam olsunlar istiyorlar. O günlerden bu günlere kadar 27 yaşıma geldim hâlâ büyümüş ve adam olmuş değilim. Acaba kaç yaşında büyünülüyor?
Acaba kaç yaşında büyünülüyor?
23 Nisan’da devlet koltuklarına oturtulan çocuklar kendi mahallelerinde oyun oynayamaz haldeler. Sanırım büyükler çocukların çocuk olmasına karşı.
Çocukların sesleri arttıkça beynim okuduğumu anlamamaya yemin etti. Baktım beynim benimle uzlaşacak gibi değil. Beynimle girdiğim tartışmanın siniriyle, yerimden hışımla kalktım, pencereden bedenimin yarısını çıkardım ve “arkadaşlar” diye yüksek sesle bağırdım. Evet 90’ların çocuklarına özenmiş dışarıda oyun oynayan Z kuşağının ilgisini çektim sanırım. Bakın bu bile büyük bir başarı. Çünkü kafasını ekrandan kaldıramayan bu gençlerin dikkatini çekmek büyük bir çaba ve emek ister. Konstantinopolis'in surlarını yıkamamış Fatih’e karşı gururlu olan Kaizer gibi gururlu bir şekilde, aynı seçimi kazanmış AKP’lilerin balkondan seslenmesi gibi çocuklara; “Arkadaşlar Hamsterım yeni doğum yaptı, yavruları uyuyor, biraz daha sessiz böğüreşebilir misiniz?” diye ricada bulundum.
Çocukların ilk başta kafaları karıştı tabii Hamster, yavru,
sessiz böğürmek… Henüz akıllarında dediklerimi kompozisyonlamadıklarını bana
bakan meraklı gözlerinde görünce, onlara karşı aynı duygularla gülüş attım,
oruçlu olup olmadıklarını sordum. Allah’tan oruçlu değillermiş. Önceden
hazırladığım Hobby çikolatalarını seçmeniyle flört eden siyasetçi tavrıyla
çocuklara dağıttım. Çocuklar teşekkür ettiler ve olaysız bir şekilde onlar
oyunlarına bense evime dağıldık. Hayır bu yaştan sonra çocukla çocuk mu
olacağım? İstedikleri gibi ses yapabilirler ben sizin bildiğiniz memurlardan
değilim. Ne yani iki sayfa bir şey okumam, akşama okurum. Ne olacak yani? Diye
düşünüp oturdum bilgisayarın başına, bilgisayarda oyun oynadım. Yeni nesil
dışarıda oynarken, sokaklarda büyümüş olan ben bu saatten sonra dışarıda mı
oynayacağım… Neyse hayat kısa, çocuklar oyun oynuyor.
hayat kısa, çocuklar oyun oynuyor
Lütfen dışarıda oyun oynarken deliler gibi eğlenen ve bizi çığırdan çıkaran arkadaşlarımıza karşı nazik ve müdahalesiz olalım. Biliyorum hala anadolunun bir yerlerinde "gidin ötede oynayın" diye mülteci gibi oradan oraya giden çocuklar var. Lütfen siz bir Beşar Esad olmayın...
Masalarının arası geniş, insanların kendilerini güvende hissedeceği, enfes pastaları ve sohbetleri, tür tür kahve çekirdeklerinden kahveleri, keyfe göre nargileleri olan bir kafe açma hayalim var. Ama kafe açamayınca blog açtım!