Serbest Piyasa İçin Yeterince Ahlaklı Değiliz
27 Ocak 2024Kutsal Kitap – Kitabı Mukaddes Şirketi
6 Nisan 2024Dün Instagram’da helal ve haram ile ilgili bir video gördüm, bir kadın kanunların helal ve haram ile ilişkileri hakkında konuşma yapıyordu. O kadar hoşuma gitti ki, kimmiş bu bir araştırayım ve diğer konuşmalarına da bakayım dedim. İlk olarak konuşmayı yapan kadının Alev Alatlı olduğunu öğrendim, bu isim bir yerden tanıdık geliyordu sonra izlediğim videonun uzun ve televizyonda yayınlanmış halini buldum ve konuşmanın Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde yapıldığını gördüm ve biraz şaşırdım. Nasıl yani?
Niye şaşırdım biliyor musunuz? Çünkü orada ödül alabilecek insanların meziyeti bellidir. Bu bir ön yargı mı? Evet olabilir ancak sağlamasını yapabiliriz. Ayrıca bahsettiği olgulara gerçekten inanmış bir kişinin orada ödül almasına ya da o insanlar arasında bu ödülü kabul etmesine şaşmamak elde değil. Üstelik küçükte bir detay var, küçük bir detay fakat büyük bir ironi. Kanunların helal ve haram ilişkisinden bahsederken sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın sürekli kameralar önüne gelmesi bence büyük bir ironi. Üstelik yalnızda değil. Yanında bu dünya üzerinde en çok tiksindiğim insanlardan biri vardı. O insan kim biliyor musunuz? Kanserden vefat etmiş Dilek ÖZÇELİK’in henüz kanser hastasıyken tedavisi için yardım alabilmek üzere başvurduğu fakat dilenci muamelesi görerek kendisine üç beş kuruş para teklif eden dönemin Çevre ve Şehircilik Bakan’ı Erdoğan BAYRAKTAR! Bu anlamlı bilgiler eşliğinde sürekli kameralara yansıyan iki bakan… Gerçekten küfür gibi…
Peki asıl küfür gibi olan bu insanların arasında o ödülü almak mı yoksa tüm samimiyetiyle bu konuşmayı yapmak mı diye de düşünmüyor değilim. Fakat sonra aklıma Alev Alatlı’yı nereden tanıdığım geldi! Hataylı bir arkadaşım bana Alev Alatlı’nın Nasihatname 1 ve 2 kitaplarını hediye etmişti. Alev Alatlı’yı bu kitaplardan tanıyorum ve hakkında şunu diyebilirim. Bu kadın çok tehlikeli! Bunu elime aldığım bu kitapları okumadan sadece bir kaç sayfa karıştırarak kendi kendime söylemiştim. Bir atom bombası nasıl binlerce insanı öldürüp, doğayı tahrip edebiliyorsa bu kadının yazmış olduğu o iki kitapta aynen bir toplumu, bir düşünceye inanmış insanları atom bombasının verdiği tahribat gibi tahrip edebilir. Bu kadın kalemin keskin ve silahtan daha zararlı olduğunun ispatı…
Neden böyle düşünüyorum hemen onuda açıklayayım. Henüz lise yıllarındayken fotokopi ile çoğaltılmış bir kitap geçmişti elime. Bu kitap Irkçı Emperyalizm ve Siyonizm ile alakalı bir kitaptı. Tam olarak ismini hatırlamıyorum. Kitap o kadar güzeldi ve beni etkilemişti ki lise yıllarında olgunlaşmaya başlamış olan siyasi fikirlerimi derinden etkileyip bugüne kadar yaşadığım süreçte olaylara bakış açımı tamamiyle o bilgiler oluşturmuştu. Üzerinden 10 yıldan fazla süre geçti ve ben o kitabın zihnimde yarattığı tahribatı hâlâ silmekle meşgulüm. Hâlâ meydana gelen olaylara karşı yorumum bu kitaptan aldığım bilgiler temelinde oluşuyor. Fakat artık daha objektif ve farklı perspektiflerden bakabiliyorum.
Alev Alatlı’nın yazmış olduğu bu iki kitap beyin yıkamak için o kadar uygun ki basitçe bir siyasi fikri olan bir insanı, o siyasi fikirlerin militanı yapmaya, körkütük beyni yıkanmış bir seçmen haline getirmeye yeterli. Peki bu kitaptaki bilgiler yanlış mı? Kesinlikle değil! Ancak bu bilgilerin yorumlamaları hiç objektif ve gerçekçi değil. Alev Alatlı bu kitaplarında meydana gelen gerçek olayları alıp, kurgulayıp harika komplo teorileri oluşturmuş. Bu komplo teorileri karşısında bir gazeteciyi öldürmeniz, masum birini hapse atıp onu orada unutmanız, sizden olmayan insanları vatan haini diye suçlamanz o komplo teorilerinin gerçekleşmemesi için ödenen bir bedel! Bir ülkenin düzenini bozanları meşrulaştıran, bir ülkeyi fakirleştirip sınıfsal ayrılıkları desteklemelerini sağlayan, yaşadıkları zulüm ve haksızlıklar karşısında ezilenlerin ses çıkarmamasını sağlayan “aydın” insanlar kategorisinde yerini almış bir aydın Alev Alatlı…
Devrim Ayetleri Egemenlerin İslam’ı Değil Ezilenlerin İslam’ı isimli bir kitap okudum ve bu kitapta tartışılacak çok fazla şey var. Bu tartışma konularını alıntı olarak ayrı ayrı paylaşacağım. Dün bu alıntıları yazmaya çalışırken yazarın Kur’an’a göre yetimin tanımını yaptığı bir alıntı ekledim. Henüz yayınlamadım ama bu alıntıyı yazarken aklıma Alev Alatlı geldi. 6 Şubat depreminden sonra sayın Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’a yöneltilen duyarsızlık suçlamarına karşı “R.T.Erdoğan’ın duyarsızlıkla suçlanmasını şuursuzluk” olduğunu söyleyen, benim gördüğüm kadarıyla o kısa videoda bahsettiği kanunlar nezdinde haram ve helal konularını dikkate almayan insanlardan ödül alıp onlara hizmet eden, yazdığı o çok tehlikeli kitaplarla insanların beynini yıkayan ve internette hakkında biraz araştırma yapınca oportünist bir aydın olduğunu gördüğüm Alev Alatlı’nın arkasından nasıl rahmet okuyabilirim ya da okuyabiliriz bilemiyorum.
Necmettin Erbakan Atatürk hakkında şöyle söyler; “Aziz Atatürk, bu millet yaptıklarınızı asla unutmayacaktır.” Bu söz olumlu mu yoksa olumsuz bir yaklaşım mı tartışmaya gayet açık çift yönlü bir söz olmakla beraber harika bir siyasettir. Alev Alatlı’nın arkasından söylenecek tek sözde olsa olsa bu söz olacaktır. Sayın Alev Alatlı, bu millet sizin yaptıklarınızı asla unutmayacaktır!
Not: Ekşi Sözlükte okduğum çok hoşuma giden bir entryi paylaşmak istiyorum; benim bildiğim aydın; yaşadığı toplumun gelecekte başına gelebilecek olaylar konusunda uyaran, önderlik eden dürüst öngörü sahibi bilge kişilikli insandır. maalesef bir çok aydın denilen kişi gibi alev alatlı da yarı aydın bile değildi. kim olursa olsun güç ve iktidar odaklarına yanlayan kişiye olsa olsa yolunu bulmaya çalışan bir pragmatist denir. tsipras
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
1 Comment
💙