Rise of Empires: Ottoman “Tarihi Çarpıtma”
26 Ocak 2020The Gentlemen “RaconKesen Centilmenler”
17 Şubat 2020Her gün işe gidip geldiğiniz yoldan evinize dönerken bir bakıyorsunuz farklı bir tabela orada sizi bekliyor. Sabah evden çıktığınızda olmayan tabela akşam dönerken birden orada belirivermiş. Ve üzerinde gelin dağı Nekropolü yazıyor. Daha önce hiç duymadığımız bir kelime olan Nekropolü araştırıyoruz ve öğreniyoruz ki Akdeniz bölgesine özgü, Romalılardan kalma mezar köylere verilen isimmiş. Bizde bu hafta sonu beraber görev yaptığımız toprağımla bir gezelim bakalım buralarda ne varmış diye yola çıktık. Tabelanın gösterdiği yola girdik… Girdik ama ne giriş… Git git bitmiyor. Üstelik yol üzerinde bir kaç tane köy geçiyorsunuz ve gitmeye devam ediyorsunuz. Yaklaştığınıza dair yada doğru yolda olduğunuza dair herhangi bir tabela ile karşılaşmıyorsunuz. Bu yüzden yarı yolda geri dönmeyi düşünenler mutlaka olmuştur, oldu ve olacaktır. Ama zafer geri dönenlerin değil, yoluna emin adımlarla devam edenlerindir. Bu Nekropol’ün Altınözün’deki Turizm faaliyetlerine daha fazla can vereceğini düşünen sayın yetkili mercilerimize ufak bir tavsiye vermek istiyoruz burada. Köylerin içerisinde bulunan bir kaç yol ayrımına daha tabela eklemek ziyaretçileri hem daha meraklandıracak hemde doğru yolda olduklarına karşı içlerindeki tedirginliği alacaktır.
Gelinler Dağı Roma Nekropolü Nasıl Gidilir?
İlk önce Altınözü’ne gelmeniz gerekiyor 🙂 Antakya’dan Altınözü’ne geldiğinizde ilçe merkezini gösteren bir şehir merkezi tabelası ile karşılaşacaksınız. Bu tabeladan ilçe merkezine dönmeyip çevre yolundan düz devam edeceksiniz, 1 Km. sonra karşınıza Gelinler Dağı Roma Nekropolü tabelası karşınıza çıkacak ve tabelanın gösterdiği yöne doğru devam edeceksiniz. Sırasıyla Yenihisar Mahallesi, Akdarı Mahallesi’ni geçtikten sonra Nantuz Suyu‘nu göreceksiniz burayıda geçtikten biraz sonra tam olarak aklınızda hala gelmedik mi acaba diye düşünürken birden karşınızda Gelindağı Nekropol’ü ve zeytin ağaçları içindeki Peri Bacaları karşınıza çıkacak.
Gelinler Dağı Roma Nekropolü Gezisi
Gelinler Dağı Nekropolü’nde kazı ve araştırma çalışmaları hala devam etmekte. Bu yüzden karşınıza çıkan görüntü ilk başta sizi pek tatmin etmeyebilir. Çünkü henüz bir müze tadı verecek bilgi kartları eklenmiş durumda değil ama mezarları gezerken yaşayacağınız duygular, Altınözü’nün temiz havası, doğasının vermiş olduğu iç ferahlatıcı atmosferi yapacağınız bu gezinin ruhunuzu dinlendirdiğini hissedeceksiniz. Karşılaştığınız mimarı yapı, mimari bilginiz yoksa pek anlam teşkil etmeyebilir ama yaklaşık 2000 yıl önce insanların burada yaşadığı, kendi dini inançlarına göre mezarlarına, kendi dillerinde yazılar yazdığı ve semboller kazıdığı bu mezarlar ve mezarların etrafındaki çukurlar aklınızda soru işaretleri uyandırıp biraz hayal kurduğunuzda sizi farklı mistik dünyalara götürebilir. Buradaki sembolleri ve mezarların mimarisi hakkında internette biraz araştırma yapmak istedim, ki bu yazıyı okuyanlar buraya gittiğinde karşılaştıkları mimari yapıya, geleneklere ve dini inançlara anlam katabilsin. Fakat internette yaptığım araştırmalar ve okuduğum açıklamaların hepsi definecilik üzerine olduğu için derin bir bilgi çöplüğü içerisinde kayboldum. Umarım yazımın devamında sizlere açıklayıcı bilgiler verebilir ve buraya gittiğinizde karşınıza çıkan semboller ve mimariye anlam katarak daha bilinçli bir tarihi/kültürel gezi yapabilirsiniz.
Gelinler Dağı Roma Nekropolü 75 bin metrekarelik bir alan üzerinde toplamda 18 kaya mezarı ve çeşitli ölçülerde Peri Bacaları bulunan tarihi bir yer. Hatay Müze Müdürlüğü kontrolünde kazı çalışmaları devam ettiğinin de altını çizerek söylemekte fayda var.
Altınözün’de Başka Neler Yapılabilir?
Ayrıca bu tarihi geziden sonra dönüş yolu üzerinde bulunan diğer tarihi, kültürel mekanlara uğramanızı tavsiye ederim. Çeşitli dönemlerde çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış ve yapmaya devam eden, son zamanlarda hızlı bir ivmeyle çağa ayak uyduran Altınözü’nde gezilecek çok fazla yer var. Buraya gelirken görmüş olduğunuz şifalı Nantuz Suyuna uğramanızı ve bu suyun tadına bakmanızı tavsiye ederim, ardından yine yol üzerinde bulunan Akdarı Mahallesi‘nde ki Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sahabesi Mıktad bin Esved’e ait Mıkdat Makamına uğrayıp ulvi atmosferi soluyabilirsiniz. Buradan çıktıktan sonra Altınözü Merkeze girip, Sarılar mahallesine 3. Yüzyıla ait erken Hristiyanlık döneminden kalma, Ortodoks Hristiyanlarca kutsal kabul edilen ve ziyaret edilen Aziz Deyr Marcurcos türbesi, yine Sarılar Mahallesinde bulunan Ortodoks Hristiyanlarına ait halen ibadete açık olan 9. Yüzyıldan kalma Kaddis Marcircos Kilisesi (Aya Yorgi Kilisesi)‘uğrayıp buradaki dini inançların farklılığını ve nasıl bir arada yaşadıklarını yakından gözlemleyebilirsiniz. Buradan sonra Tokaçlı Köyünde 14. Yüzyıldan kalma ve halen ibadete açık olan Maria Ana Ortodoks Kilisesi’ni ziyaret edip, Hristiyanlarca kutsal kabul edilen ve Meryem Ana’nın zuhur ettiği yer olarak inanılan ziyaret makamını da gezebilir ve son olarak Roma mezarlarında gördüğümüz Üzüm kalıntıları o zamanlarda buradaki toplum için üzümün önemli bir tarım ürünü olduğunu ispatlarken günümüzde üzüm yerini zeytinciliğe bırakmış durumda ve Zeytin’in bu topraklar için ne kadar önemli olduğunu görmek için Tokaçlı köyündeki Zeytin Müzesinde gezinize son verebilirsiniz. Eee o kadar gezdik eğlendik yorulduk Altınözü Cam Terasa uğrayıp ilçeye tepeden bakan manzarası eşliğinde bir kahve keyfi yapmamakta olmaz…
Fotoğraf Galerisi:
Ve biraz da sıkıcı bilgiler…
Mezarlar bize yazılı kaynakların çok az olduğu zamanlar hakkında önemli bilgiler vermektedir. Özellikler Roma Döneminin en önemli eserleri arasında bulunan Nekropoller yani “Ölülerin Şehirleri” Roma’daki sosyal hayat içerisindeki sınıfları bize önemli derecede göstermektedir. Günümüzde bile bu mezar gelenekler merhum şahıs ve aile yapısı hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Mesela bir yanda mermer kabristanlık yapılmış bir mezar, çiçekler ile süslenmiş ve bakımlı olduğunda aile bağları sıkı, ailesi tarafından sevilen bir şahsın mezarını olduğunu bize gösterebiliyor. Anıtkabir dünyada eşi benzerine az rastlanan bir anıt olduğu için ne kadar önemli bir şahsın orada ebedi istirahitini geçirdiğini gözler önüne sererken Şehitlerimizin mezarları ise toplumsal olarak ne kadar sıkı bağlarımızın olduğunun kanıtı olabilir. Tıpkı günümüzde ki gibi Romalılarda mezarlarını bu şekilde sınıflandırmış Roma İmparatorluk döneminde yaşayan insanların bazıları anıt mezarlara, bazıları kaya mezarlarına, lahitlere, oda mezarlara ve pek çokları da basit toprak mezarlara gömülmüştü. Elbette gömülmeye değer görülmeyen vatandaşlar da vardır. Nihayetinde yerel geleneklerle birlikte farklı mezar mimarilerine yansıyan tüm bu özellikler, geçmişi bize, ölüm ve mezarlar üzerinden yorumlama, araştırma ve anlayabilme fırsatı sunmaktadır.
Gelindağı Nekropol çoğunlukla oda mezarlardan oluşmaktadır. Roma’lılara göre Hades’e gitmiş olan bir ruh, bir amaçla (örneğin intikam için) dünyaya gelebiliyordu. Dolayısıyla ruhların çeşitli vesilelerle huzura erdirilmeleri önemliydi; çünkü Romalılar ölünün gittiğine ama aralarından asla ayrılmadıklarına inanmaktaydılar. Romalıların ölüm ve sonrası ile ilgili inançları hakkında bilgiler almak için dönemin heykel, resim, mozaik, rölyefleri ve yazılı eserleri gibi pek çok veri bulunmaktadır. Üstelik izlediğimiz fantastik türdeki mitolojik filmlerde ve dizilerde bu gelenekleri de sık sık görmekteyiz.
Mezar mimarisini etkileyen temel unsurlar, iklimi ve ekolojiyi içinde barındıran coğrafi yapı ve orada yaşayan insanın kültürü ve inançlarıdır. Bu unsurlar etrafında toplanan insanlar, ölülerini bazen gömmüşler, bazen bir küp içine koyarak defnetmişler, bazen de yakarak küllerini saklamışlardır. Gelindağı Nekropol‘ü genelde oda mezarlardan oluşsa da küp şeklindeki kuyuların var olduğu da görülmektedir. Oda mezarlarda daha soylu insanların definleri yapılmışken küp şeklindeki mezarlarda ise sosyal statüsü daha düşük şahısların olduğu söylenebilir.
Özellikle adına anıt mezarlar yaptırılan ve zaman geçtikçe tanrılaştırılan sembolik “kişiler” veya “imparatorlar, toplumu ve onun oluşturduğu devleti bir arada tutmanın veya kültürel kökenlerin en önemli dayanağı haline gelmiş ve bunlar hem arkeolojik bakım dan hem de sosyo kültürel anlamda önemli veriler olarak günümüze ulaşmış. Dolayısıyla ister bir simge ister bir propaganda aracı olsun, özellikle Roma ölü gömme geleneğinde sınıfları birbirinden ayıran en önemli unsurun mezarlar olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Gelindağı Nekropol‘ü ise Altınözün’de bulunan Roma yerleşkesinin ne kadar önemli bir yerleşke olduğunu bize sunmaktadır.
Gelindağı Nekropol‘ünde bulunan odalı kaya mezarlar kayalığın durumuna, maddi olanaklara ve taş ustasının tercihlerine göre belirlendiği anlaşılmaktadır. Kaya mezarları bazen tek bir kişiye ait olabileceği gibi, birden çok kişiye de (olasılıkla aile bireylerine) ait olabilmektedir. İçinde klineler şeklinde ceset koyma yerlerine sahip oldukları anlaşılan kaya mezarları, tek odalı ya da çok odalı örneklerle karşımıza çıkarlar. Kentin çevresindeki kaya formasyonunun (özellikle oyulmaya uygun kireçtaşı ya da tüf jeolojisine sahip alanlar) yapılmalarında önemli bir etkendir.
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.