Donakalmış Zaman – René Magritte
Eserde görüş alanımız oldukça sınırlı. Klasik bir şömine, üzerinde 2 şamdan ve duvarda 1 ayna asılı. Lokomotif olmadan resmin çok sıradan olacağını söylemeye gerek yok. Teknik olarak mükemmel, ancak ilgi çekici olan ve izleyicinin dikkatini çeken şey şöminenin içinden geçen ve odanın huzurunu tahrip eden lokomotif. Odadaki en büyük özellik değil, ancak en büyük etkiye sahip olduğu kesin. Parça stiline uyarken, aynı zamanda uyuşmazlığı ile parçalara ayırıyor. Bu yüzden lokomotifin varlığı için bir açıklama gerektiriyor.
Magritte, resimdeki işlemi, lokomotifin ilk önce geldiğini ve daha sonra çevresiyle karşılaştırıldığında gizemini ortaya çıkarmak için şömineye karşı yan yana geldiğini söylüyor. René’nin odağını da okuyunca böyle bir tren aslında devam eden zamandır olarak yorumlanabilir. Sürekli hareket eden ve gerçekte hiçbir yere gitmediği yere doğru iterek ölümsüzleştirilmiş bir şey.
Eserin adı Türkçe’ye her ne kadar Donakalmış Zaman olarak çevrilmiş olsa da orjinali Fransızca ”La durée poignardé” kelimenin tam anlamıyla “bir hançer tarafından bıçaklanmaya devam eden zaman” anlamına geliyor.
Bütün bu ayrıntılarla birlikte bu devam eden zaman (tren), donuk donuk ve ebediyen bitmeyen arka plana zıt. Devam eden ileriye doğru hareket ediyor, halsizlik hiçbir yere gitmiyor. Trenin hareketi kilit – devam etmekte iken bıçaklayan şey monotonluğun hançeri.