İzledim: Ricky Gervais Armageddon
12 Ocak 2024İzledim: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Tiyatro Oyunu)
15 Ocak 2024Amazone Prime sonunda izleyebileceğim bir dizi çıkardı! Geçen aylar platformlar o kadar kötüydü ki şöyle kafamı dağıtacak bir şeyler izlemek için kapanmış maden mağaralarını kazmam gerekiyordu. Şöyle düşünün Indiana Jones serisini baştan izlemeye karar vermiştim. 1981 Yapımı Indiana Jones filmi izledim ki ben eski filmleri izlemekten nefret ederim. O kadar kötü durumdaydım. Fakat Los Farad dizisi biraz zamanımı aldı. İspanyol yapımı dizide La Casa de Papel’den tanıdık yüzler görmek mümkün ve oyuncu kadrosu da gayet tanıdık gibi ama nereden tanıdığımı çıkaramadım. Muhtemelen başka film ya da dizilerini de izlemişimdir. Oyuncuların karakterlere uyumları, karakterleri canlandırmaları bence gayet başarılıydı. Tek sıkıntı yaşadığım konu ise hikayenin ilerleyişiydi diyebilirim. Eğer benim gibi hareketli suç konulu diziler izlemeyi seviyorsanız tavsiye edebileceğim bir dizi.
Yetim Aerobik Hocasının Silah Kaçakçısı Bir Aileye İç Güveyi Olması
Los Farad dizisi 1980-1970 dönemlerinde geçiyor. Dizi yetim bir aerobik hocasının, silah kaçakçılığı yapan mütevazi bir aileye içgüveysi olmasını anlatıyor. Aile konusu çok derin işlenmiş. Dizi de ayrıca dönemsel olarak dünyanın sol ve sağ bloklar olarak ayrılıp soğuk savaşta neler yaşadığınıda biraz anlayabilirsiniz. Bu zamanların terör faaliyetleri çok ilgimi çekiyor ki bu ilgiye Carlos The Jackal filmini izledikten sonra sahip olmuştum. Çok basit ve sert bir dönem. İnsanların haklarını arayışını romantize ediyor. Ama unutmamak gerekir ki terör, terördür ve iyi bir şey değildir… Mütevazi silah kaçakçısı ailemizin dikkatimi çeken bir özelliğiyle hiç silahlı korumalarının olmadığı. Dizide hiç böyle bir koruma görmüyoruz. Kaçakçısınız, teröristlerle uğraşıyorsunuz, binlerce silahınız var ve hiç fedileriniz yok! Çok ilginç değil mi? Ki dizinin bazı yerlerinde fedailerinin olması gerektiğini düşünmeden edemiyoruz…
Farad Ailesi ve Hataları
Farad ailesinin hiç fedaisi yok. Çünkü Farad’lar bir aile. Önceki paragrafta bahsettiğim gibi dizide aile kavramı çok güzel işlenmiş. Adeta Yeşilçam vari işlenmiş diyebilirim. Bu aile yapısı aklımda bir soru işareti yaktı; acaba Farad’lar güçlü oldukları için mi birbirlerine bu kadar tahammül edebiliyorlar yoksa birbirlerine tahammül ettikleri için mi bu kadar güçlüler? Ben bu kadar güçlü oldukları için birbirlerine tahammül ettiklerini düşünüyorum çünkü bu kadar hatayı kaldırabilecek güçte olmasalar, bu kadar hata yapacak lüksleri olmazdı. Gerçektende dizinin sonunda görüyoruz ki o son hata bardağı taşıran son damlaydı ve bu ailenin birbirine tahammülünün artık yetmeyeceğini gösteriyordu.
Aile Kavramı Üzerine Empati
Bu aile konusunda çok fazla empati ve gözlemlediğim insanlarla karşılaştırma yaptım. Aile olma kavramı gerçekten çok ilginç. Birbirinize ne kadar zıt olursanız olun, dünya görüşleriniz ne kadar farklı olursa olsun, ne hatalar yapılırsa yapılsın günün sonunda yine de başbaşasınız. Bunu gerçekten başarabiliyorsanız bir aile olmuşsunuz diyebilirim. Bunu söylüyorum çünkü biz kardeşlerimizle ben 20’li yaşlarıma geldiğimde bir aile olma olgunluğuna eriştiğimi fark ettim. Çevremde gözlemlediğim kadarıyla da çoğu kişi ortalama bu yaşlarda bu olgunluğu ve ailenin değerini anlıyor… Aile kavramı gerçekten önemli fakat aerobik hocamız bunu çok yanlış anladı. Onun gerçek ailesi amcasıydı. Hatta ailesinden tek kişi oydu. Ona sahip çıkmalı, korumalı ve kollamalıydı. Yaptığı seçimler karşısında diziyi izlerken uyuz oldum, özellikle son bölümde. Herif hem içgüveysi hem yalaka bir yavşak!
Dizinin Hikaye Bütünlüğü
Son olarak dizinin hikaye bütünlüğü hakkında bir kaç kelime yazayım. Söyleyeceğim şeyin bir adı vardı ama kullanmadığım için unuttum. Şöyle söyleyeyim benim hoşlandığım dizilerde genelde iki konu işlenir. Birinci olarak ana konu, ikinci olarak ise o bölümü geçiştirmek için yaratılmış bir kurgu. Mesela The Blacklist dizisini çok seviyorum. Her bölüm kara listeden bir suçlu yakalanırken ana konu olarakta Raymond Reddington’ın hayatındaki sırları çözüyoruz. Ya da White Collar dizisi. Yine polisiye bir dizi, her bölüm beyaz yaka suçlarla alakalı bir olay yaşanırken dizinin genelinde ise Neal Caffrey’nin sevgilisini aramasını, FBI’ın arkasından iş çevirmesini ve hayatta kalma mücadelesini izliyoruz. The Mentalist vardı mesela orada da yine FBI’a danışmanlık yapan dolandırıcı bir medyumun olayları çözmesini izlerken karısını öldüren Red John’u araştırmasını ve ona erişmesini izledim. Fakat bu dizide izlediğimiz hikaye neydi bunu çözmem son bölümü buldu. Tamam dediğim gibi yetim aerobik hocasının silah kaçakçısı bir aileye girişini konu alıyor ama bunun hikmeti nedir, amacı nedir, nereye gidecek ne bileyim eksik bir şeyler vardı. Ulaşmak istediğimiz noktaya bilmeden bu diziyi izliyoruz. Bu bahsettiğim dizilerde arka arkaya 4-5 bölüm izlediğim günler oluyordu. Eğer vaktim olsaydı belki de bir oturuşta bir sezon bitirebilirdim. Beni böyle heyecanlandırıp sonraki bölümde neler olacak merakı sarıyordu. Bu dizide ise bir sonraki bölümde neler olacağı hiç umrumda olmadan izleyeyim de bitsin diye izlediğim bölümler vardı…
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.