Alıntı: 9 Arkhon – Atinalıların Devleti
27 Aralık 2022Okudum: Aristoteles – Atinalıların Devleti
29 Aralık 2022Atinalıların Devletindeki dikkatimi çeken kuralları ve meraklarımı kendimce paylaşmak istediğim alıntılarımın sonuncusunu paylaşıyorum. Şu zamana kadar kitaptaki Solon Yasaları ve Solon’un çekip gitmesi hakkında (ki Solon kitapta anlatıldığından çok daha büyük bir kanun yapıcısıymış), aslında sağlam bir propagandacı ve darbeci olabilecek tiran lider Peisistratos ve oğulları ile ilgili bölümde dikkatimi çeken konuları alıntıladım (ve tabii ki bu alıntılardan daha ileri şahsiyetler bunlar ama kitapta bu kadar geçiyor) ve en çok hoşuma giden demokrasinin bize iyi bir şey olduğunu ispat edebilecek olan 9 Arkhon ile ilgili alıntıları paylaştım ki bu alıntılar bence günümüzde de üzerine düşünülmesi ve aktif olarak uygulanması gereken hukuki süreçler olduğunu düşünüyorum. Bu yazımda ise ağırlıklı olarak kitabın ikinci kısmı olan ve genel özet geçen kısımlarda hoşuma giden küçük ayrıntıları paylaşacağım.
Lobicilik Faaliyetleri
…Siyasi derneklerin [hetaireiai] desteğini sağlayamayan Kleisthenes…
Bu küçük kesittende gördüğümüz üzere bazı kesimlerin desteğini almak, küçük kesitler tarafından fonlanıp onların çıkarlarını yöneticiler tarafından gözetilmesini sağlamak yanii ülkemizde yasak olan ama ABD’de çok ciddi bir ekonomik faaliyet olan lobiciliği Atinalıların devletinde görüyoruz. Sanırım demokrasinin olduğu her yerde bir kesimi kollamak, bir kesimi diğerlerinden ayırt etmek eşantiyon olarak görülen bir faaliyet.
Tiyatroya Gitme Teşviki
…tiyatro temsillerini izleyenlere iki obolos verilmesini [theoria] sağladı.
Şimdi vereceğim örnek aklıma geldikten sonra Ferhan Şensoy hayatımda ne kadar da çok yer kaplıyor diye düşündüm ama yine de bu fikri söyleyeceğim. Ferhan Şensoy İçinden Tramvay Geçen tiyatro oyununda tiyatroya gitme zorunluluğundan bahsediyor. (Bu fikrini bir kitabında da paylaşıyor ama kitabını hatırlayamadım.) Bence bu çok mükemmel bir fikir, halkı tiyatroya gitmesi için desteklemek Atinalılarında yapmış olduğu harika bir hareket. Neden? Çünkü en başta sanatın sosyal hayata çok yönlü katkıları olduğunu düşünüyorum. Sosyal hayatı gelişen toplulukların ise neler yapabileceği ABD özelinde gözlemlenebilir. Hatta Flutv’de ki Ben Ekonomist Gördüm programında Yaman Törüner’de ABD’lilerin ekonomide gelişmelerinin sebebini sanata bağladığını belirtiyor. Fakat ben ülkemizin şu an içinde bulunduğu durumu düşündüğümde böyle bir girişim olsa bunu tiyatro için değil, Ahaber izlettirmek için yapabileceklerini düşünüyorum. Düşünsenize Ahaber izlemeniz için size para veriyorlar…
Siyasi Makamları Satın Almak
Dört Yüzler Meclisini dağıtarak, iktidarı kendi imkânlarıyla silahlanabilen yurttaşlardan oluşan Beş Binlere devrettiler ve hiçbir siyasi makamın ücretli olmamasını kararlaştırdılar.
Kamuya Zarar Verenleri Kamudan Uzaklaştırmak
…halkın gözünü boyayarak kamuya zarar verecek şekilde konuşan demagogları kötü ve kurnaz oldukları için ölüme mahkûm ettiler. Halk bu gelişmelere seviniyor, Otuzların bu işleri kamu yararı için yaptığına inanıyordu. Ama egemenlikleri pekişince, hiçbir yurttaşı rahat bırakmadılar. Kendilerine karşı çıkabilecek olanlarla servetlerine el koymak istediklerini sinsice ortadan kaldırarak, serveti, soyluluğu ve üstlendiği yetkilerle sivrilen herkesi öldürdüler.
Bu satırları okurken ilk başta çok hoşuma gitmişti. Günümüzde bu ugulamaların, kamuya zarar veren habercilere yapılması gerektiğini düşündüm. Taraflı haber yapanlara, clickbait yapanlara, propaganda yapan tüm habercilere ugulanması gerektiğini düşündüm. Bir haber sitesine giriyorsunuz. Edinmek istediğiniz bilgiye ulaşana kadar kılı kırk yarmak zorundasınız. Ülkede gerçekleşen bir gelişmeyi öğrenmek için haber izlemeye karar veriyorsunuz ama kendi fikirleri ile sizi manipüle eden habercilerin verdiği bilgiyle ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Fakat uygulamanın devamını görünce aklıma silivrinin soğuk olduğu esprisi geldi.
Halka Komşularının Kim Olmasını İstediklerini Sormak
Eleusis’in yerli halkından yurtlarında kalmak isteyenler, ancak yeni gelenler onları aralarına kabul ederse kalabilecekti.
Atinalıların Devletinde göçmen politikası. Bu politikayı günümüzde uygulasalar acaba milletimiz ne tepki verirdi? Boşnakları kabul ettikleri gibi Suriyelileri de bağırlarına basarlarmıydı merak ediyorum. Hatta belki o zaman kendilerini kabul eden yerel halka karşı, misafir olarak gelen kardeşlerimiz daha ılımlı ve daha uyumlu olabilirlerdi çünkü üzerlerinde sorumluluk hissederlerdi diye düşünüyorum. Bu konuda da bir Müslüman olarak Mekke’den Medine’ye hicreti örnek alıyorum. Bakınız o hicrette bile ensarlar, muhacirleri kendileri seçerek misafir etmişlerdir. Bu sebepten dolayı muhacirler kendilerini daha sorumlu hissettiklerini varsayabiliriz. Tabii ki oradaki uyumun sebebi yakın komşuluklar, İslam’ın yayılma aşamasının verdiği mücadele gayreti gibi çeşitli örneklerle arttırılabilir.
Halkın Kendi Kendini Yönetmesi
bugün de yürürlükte olan ve halkın yetkilerini günden güne artıran yönetim biçimidir. Halk, meclis kararları ve halkın denetimi altındaki mahkemelerle her şeyi yönetir oldu. Bulenin yasama yetkisi bile halkın eline geçti. [Atinalılar] bu tercihlerinde haklı olmalı, çünkü az sayıdaki yetkili, para ve bağışlarla kalabalıklardan daha kolay yozlaşarak satın alınabilirler
Son ve en sevdiğim kanun. Halkın mahkemeler vasıtasıyla kendi kendini yönetmesi. Günümüzde eminim ki kendini mecliste temsil edilmediğini düşünen milyonlar vardır. Atinalıların devleti bir şehir devlet olduğu için az olan nufüsun bunu gerçekleştirmesi gayet makul günümüzde nasıl bir çok sesliliğe mahal verir bilemiyorum. Ama merak ediyorum.
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.