Kafamın İçinde Dönen Şarkılar!

Genelde mesai saatleri içinde yemek harici AVM ve benzeri mecralarda vakit geçirmediğimden dolayı bugün öğleden sonra beni çok şaşırttı. Amir vekilimiz öğleden sonrası için bizi serbest bıraktı, fırsat bu fırsat deyip evin ihtiyaçları olan levazım alışverişini yapmak, Ot Dergisinin yeni sayısını almak için Antakya merkeze girdim. Genelde hafta sonları çok kalabalık olduğu için ben zannediyorum ki herkes benim gibi hafta içi çalışıyor ve hafta sonu dışarı çıkıyor. Hiç öyle değilmiş. Herkes hafta içi de çalışmıyor! (Bir tek eşek gibi ben çalışıyorum!) Hafta sonu nasıl kalabalıksa, hafta içide bir o kadar kalabalık! Hafta içi kimse olmaz, sinemaya gideyim, uzun zamandır gitmiyorum dedim, sinema tıklık tıklım! Çok kalabalık… Dedim boşver, dergimi alayım, Kahve Dünyası’nda latte ve mozaik pasta keyfi yaparım. Biraz dergi okurum eve geçerim. Dergiyi aldım, Kahve Dünyası’na indim, orasıda kalabalık! Heryer kalabalık! Hani küçük şehir, az insan romantizmi vardı, ne oldu o?

Kahve Dünyası’nda beklerken bu kalabalığın sebebini anladım. Birinci sebep okul çağındaki genç arkadaşlar, ikinci sebep ise gurbetçiler. Hatay’ın nüfusu gurbetçi mevsimlerinde hemen hemen iki katına, hatta biraz daha fazlasına çıkabiliyor. Gerçekten kozmopolit bir yer. Bu kadar çok avrupalı insanın gelmesi, halkın kültür seviyesini biraz yükseltir diye düşünüyorum. Keşke düşüncelerim gerçek olsa, işte o zaman her yer bayram olurdu. Hataylılar Avrupada da Hataylı… Bir tane latte siparişi vermek için medenice sıra beklerken o kadar çok şey yaşadım ki, aklımda Aga B’nin Sbag şarkısı sansürsüz olarak çalıyordu. Kasa önünde ne sipariş versem diye düşünen ergenlere, siparişini aldıktan sonra iptal etmek için kavga eden gurbetçiye, Avrupa’nın medeniliğini bize ispatlamaya çalışan sonradan Almancı olduğunu anladığım beyfendiye gözlerimle bu şarkıyı söyledim; heyy heyy senin ben ***** goyim!

Aga B – SBAG

Ayda bir kere şu aktiviteyi yapıyorum. Dergi vb. alıp, aşağı inip Kahve Dünyası’nda latte ve mozaik pasta siparişi edip kendime biraz vakit ayırmak istiyorum. Kaliteli zaman geçirmek istiyorum. Ücreti mukabilinde evde alamadığım hizmeti dışarda almak istiyorum. Fakat seçimim çok yanlış, Sümerler’deki havuzlu kafeme gitsem o istediğim hizmeti alabilirdim ama orasıda kahvehane gibi oldu. Pandemiden sonra her yer çok bozuldu arkadaş. Ya çok kalabalık ya da hizmet çok kötü. Adam akıllı ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir yer yok. Latte ve pastamı alıp önceden poşetimi masaya bırakmak yöntemiyle poşetvasyon rezerv ettiğim masaya geçiyorum. Ruhum  hafifliyeceğine daha çok ağırlaşıyor. Kafamın içinde bu sefer Server Uraz’dan Sabaha Kadar Dans şarkısının Yunus Emre’nin söylediği verse’n; “Kabadayı aranıyo’ yanıyo’ken cadde / Çarşıda latte, mahallede madde” bölümü yankılanıyor.

Server Uraz – Sabaha Kadar Dans