Fransız dijital ajans Nedd tarafından yaratılan “Enter the room” (Odaya gir), iPhone 6S ve üzeri telefonlarda çalışan bir artırılmış gerçeklik deneyimi/oyunu. Amacı, bir çocuğun savaşı nasıl deneyimlediğini anlatmak ve bunu yaparak çatışma bölgelerindeki sağlık hizmetlerinin önemi hakkında farkındalık sağlamak.
Yazıyı merak edip okuyanları daha farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Çünkü savaştan bahsediyoruz. Sizce savaşa sürüklenen bir ülkenin çocukları böyle bir odaya sahip olabilir mi? Yaşadığımız çağı düşünün. İngiltere’de, Amerika’da, ülkemizde herhangi bir evde böyle bir odaya denk gelmeniz mümkün iken açlık ve sefaletle uğraşan, savaşa sürüklenen bir ülkede böyle bir çocuk odası düşünebiliyor musunuz? Gerçi savaştan öncesi olarak başlıyor oyun ama yinede dünyanın adalet sistemini eleştirecek kapasitede bir çalışma değil. Bunun sebebi de savaştaki çocukların yaşadıklarından daha çok sağlık hizmetlerinin öneminin farkındalığını arttırmak için yapılmış bir çalışma olduğu için diye düşünüyorum.
Apple’ın ARKit teknolojisini kullanan oyun, sanal ve artırılmış gerçeklik arasında bir yerde duruyor. Deneyimi yaşamak için insanlar gerçek hayatta telefonlarını kaldırarak tuttuklarında sanal bir kapı açılıyor. İzleyici bu kapıdan içeri girmeye davet ediliyor. İçerisi ise sıradan bir çocuk odası görünümünde. İnsanlar bu sanal odada dolaşarak sanki gerçekten oradaymış gibi etrafı keşfedebiliyor.
Bir Çocuğun Odasının Savaşla Gelen Değişimi
Oda boş, tüm deneyim boyunca hiç kimseyi görmüyoruz. Çocuğun kendisini bile. Çocuk odada değil ama oyuncakları, dekorasyonu ve renkleriyle odanın sahibinin kim olduğunu hayalimizde canlandırabiliyoruz. Deneyime eşlik eden bir dış ses de yok. Bunun yerine pencerelerden gelen savaş sesleri var. Bizler de bununla birlikte oda sahibinin hayatının savaşla birlikte geçen 4 yıl içerisinde nasıl değiştiğine tanık oluyoruz. Savaşla geçen her yılla birlikte oda ve içindeki oyuncaklar, çizimler ve eşyalar değişiyor, dönüşüyor. Ve sonunda bugüne geliyoruz.
“Enter the room” hiç savaş, acı, yıkılmış binalar, bombalar, ölüm göstermeden sakin bir deneyim yaratarak insanı sarsacak bir etki sağlıyor. Sevimli bir çocuk odasının karanlık ve hüzünlü bir mekana dönüşmesi insana orada yaşamış çocuğun hissetmiş olabileceklerini düşündüren, güçlü bir deneyim. Aynı zamanda artırılmış gerçekliğin bir hikaye anlatmak için nasıl kullanılabileceğine de iyi bir örnek.