
The Blacklist 7. Sezon 12. Bölüm “Cornelius Ruck”
29 Mart 2020
Aklımda Deli Sorular; “Neden Civciv?”
5 Nisan 2020Blog yazma kültüründe #TBT ne kadar var bilmiyorum ama ilk izlediğim andan beri yazmak istediğim fakat hep ertelediğim bir yazıyı yazmak istiyorum bugün. Taaa 24 Eylül 2019 tarihinde, Sümerler Açık Hava Tiyatrosu‘nda, Erdal Beşikçioğlu‘nun sahnelediği “Bir delinin hatıra defteri” tiyatro oyununu izlemiş ve ciddi anlamda ön yargılarımı yıkıp o oyundan çıkmıştım. Oyunu anlatmadan önce Erdal Beşikçioğlu hakkında ki ön yargılarımdan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz bu aktör Behzat Ç. karakteri ile ülkenin gündemine bomba gibi düşüp herkesin ağzına pelesenk olmuştu. Bu diziyi hiç izlemedim fakat insanların bu karakter hakkında yaptığı yorumlara denk geldiğim zaman küfür etmeyi seven, kanunları pek ırgalamayan, serseri bir polis olduğu için insanların dikkatini çektiğini ve popüler kültürsüzlüğün şişirmesi olarak görüyor ve bir ön yargı besliyordum. Sizce de öyle değil mi? Bu dünya üzerinde kendi fikirleri olmayan, küfür etmeyi, kurallara karşı gelmeyi anarşizm zanneden akıl yoksunlarının yücelttiği popülerizme karşıyım!

Erdal Beşikçioğlu’nun Vincin üzerindeki performansı, uzun zamandır izlemediğiniz kadar adrenalin dolu bir tiyatro oyunu izlemenizi sağlayacak.
Tam denetleme öncesi, denetlemeye hazırlık zamanları olduğu için pek araştırma fırsatım olmamıştı ve oyunun oynanacağı gün, oyun saatini beklerken oturduğum kafede oyun hakkında yorumlara bakayım dedim, Erdal Beşikçioğlu‘nun “Fabrika Ayarlarına Dön” başlıklı bir videosuna denk geldim. Buradaki hitabeti ve savunduğu fikir, popüler anarşizm destekçilerinin savunduklarının tam aksi bir kişi olduğunu anlamam için yetti ve ilgi seviyem hemen arttı. Gerçekten hiç düşündüğüm biri gibi ya da popülist kekoların düşündüğünü gibi biri değil. O videoyu ve tiyatro oyunun izledikten sonra Erdal Beşikçioğlu için tüm fikirlerim değişti ve artık kendisi benim için; ağır bir disiplin, kültür ve felsefe ile birlikte salaş/bohem yaşamını idame ettiren idealist bir oyuncu oldu. Dışarıdan baktığınızda her şeye karşı, rahat takılan yani salaş takılan küfür etmekten çekinmeyen, kuralları kendi koyan bir oyuncu gördüğünüzü zannediyorsunuz ama sizlere bunu gösteren arkaplandaki kültürü göremiyorsunuz.
Aşağıdaki yazıya tıkladığınızda accordion açılacak ve videoyu izleyebileceksiniz.

Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı Bir Delinin Hatıra Defteri tiyatro oyununda seyirciler yerini almadan önce.
Oyundan Önce
İlk olarak Bir Delinin Hatıra Defteri Tiyatro oyununa gitmeden önce bu yazımı okuyorsanız şunu söylemek istiyorum. Kapılar oyundan önce değil, tam zamanında açılıyor. Bunu göze alarak erken gitmenize gerek yok. Tiyatro oyuncularına saygıdan ve tiyatro kültüründen dolayı, oyuna en az yarım saat erken gidilir, koltuğuna yerleşilir ve oyun başlamadan önce tüm koltuklar dolduğu zaman oyun başladığında seyirciler oyunu bölmez. Bu bir tiyatro izleme etiği kuralıdır. Fakat bu oyunda bu etiği pek dikkate almanıza gerek yok. Bunun sebebi de şu; çünkü oyun bir vinç üzerinde geçiyor. Oyun, tiyatro oyuncusunun sahneye çıkmasıyla başlamıyor tam aksine vinç üzerindeki oyuncunun tüm seyircilerin yerine geçmesini bekledikten sonra, tüm seyirciler yerine oturduktan sonra oyun başlıyor. Yani Bir Delinin Hatıra Defteri Tiyatro oyununda, izleyiciler tiyatrocuyu değil, tiyatrocu oyuncuyu bekliyor!

Erdal Beşikçioğlu, siz oyunu izlemek için salona girdiğinizde sizi vincin üzerinde uyurken karşılıyor. Sarkan bacağa dikkat altından geçerken kafanızı çarpmayın.
Bir Delinin Hatıra Defteri Bilindikten Farklı Tiyatro Sahnesi
Bilirsiniz tiyatro oyunları genelde bir sahne üzerinde oynanır. Sahnelerde genel olarak bir platformun üstüdür. Fakat Bir Delinin Hatıra Defteri tiyatro oyununda sahnemiz bir platform değil, bir vinç! Evet tüm oyun bir saat boyunca bir vincin üzerinde, Erdal Beşikçioğlu için aha şimdi düştü, düşecek demeniz ile geçiyor. Siz salona gidiğinizde, sahne diye beklediğiniz platformun üzerinde kurulu olan bir vinç ile karşılaşıyorsunuz. Benim oyunun izlediğim seyirciler ve pek dikkatli değildi sonradan fark ettiler ama siz salona girerken vincin üzerinden aşağı doğru sarkan bir bacak dikkatinizden kaçmamalı. İşte o bacağın sahibi Erdal Beşikçioğlu! Tüm oyun boyunca bu vincin çeşitli yerlerinde gösterdiği performansıyla hem bizleri düştü düşecek stresine sokuyor, hemde göstermiş olduğu bu mükemmel performans ile bizleri büyüyor. Hani yukarıda sizlere sunduğum videoda bahsettiği gibi özgün bir iş var ortada. Tamam oyun bir uyarlama ve Türkiye’de farklı farklı tiyatro oyuncuları tarafından defalarca sahnelenmiş ve içlerinden en ünlüsü Genco Erkan gibi bir üstadın eseri. Herkesin aklında Genco Erkal’dan daha farklı ne olabilir diye düşünce olurken, Erdal Beşikçioğlu özgün olacaksın derken ne kadar ciddi olduğunu yaratmış olduğu bu farkla ispat ediyor. Aynen videoda dediği gibi beldi Genco Erkal’a kendisi de hayran, defalarca kez izlemiş beğenmiş ama ona hayran diye onun aynısını yapmamış ve özgün olmuş, kendini farkını yaratmış.
Bilet Alırken Dikkat Edilecek Husus
Şu uyarıyı da yapmak zorundayım. Eğer sizde Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı Bir Delinin Hatıra Defteri tiyatro oyununu izlemek isterseniz kesinlikle en önden bilet almayın derim. Çünkü oyunu vinç üzerinde oynadığı için yukarı bakmaktan boynunuz tutulabilir. Orta sıralar bu oyunu izlemek için en ideal konum diyebilirim.

Şu ışık olayını çok beğendim. Vinç kullanmak ayrı bir fikir, bu ışığı bu şekilde kullanmak gerçekten ayrı bir fikirdi. O anki sahnenin duygusunu seyirciye daha güzel geçmesini sağlayacak bir araç göremezsiniz.
Tadı Damağınızda Kalacak Performans
Oyunda orijinal metne tamamen sadık kalınmış birkaç detay dışında pek ekleme yok. Aslında eklemede yok birkaç yer ülkemize ve dinimize uyarlanmış o kadar. Bir tiyatro oyunu izlediğim için açık açık birkaç siyasi gönderme bekliyordum oysaki böyle bir durum söz konusu değil. Bu sebepten dolayı çok mutlu oldum. Oyun metni ve performans hakkında söylenecek hiçbir şey yok. Mük kem meldi! O kadar mükemmeldi ki oyun ne zaman nasıl başladı, ne zaman bitti farkına bile varamadım. Sanırsam bu oyun Türkiye’de ilk olarak Genco Erkal tarafından sergilendi. Ve hala sergilenmeye devam ediyor. Umarım bir gün Hatay’a gelir ve üstattanda bu oyunu izleme imkanı bulurum. Aslında Erdal Beşikçioğlu’nun tonlaması, tarzı kimi yerlerde / çoğu yerlerde bana Genco Erkal’ı hatırlattı. Hatta o kadar hatırlattıki gözlerimi kapatıp sadece dinlesem sahnede Genco Erkal vardı derdim. Peki neden ve niçin bu oyunu seçmiş dersem sanatçının sanatını ortaya çıkardığını söyleyebilirim. Vinç gibi hiçte sanatsal bir alet olmayan bir aracı o kadar profesyonel bir müzisyen gibi kullandı ki sanatçı kimdir sorusuna adeta cevap oldu. Düşünsenize tek kişilik bir oyunda bir vinç ile neler yapabilirsiniz ki? Vinç adeta oyuna lezzet katan detaydı. Yeri geldi, göğe yükseldi, tehlikeli pozisyonlara girdi yeri geldi vinci seyircilere yaklaştırarak seyircilerle etkileşime girdi. Aklıma Rakı şişesinden çıkılması güç bir makama tek üflemeyle çıkan Neyzen Tevfik’in nasıl bir üstat olduğunu kanıtlaması gibi Erdal Beşikçioğlu’nunda ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu kanıtlaması geldi. Önünüzü ilikleyeceğiniz, şapka çıkartacağınız bir performanstı.
Bir Delinin Hatıra Defteri Tiyatro Oyunundan Fotoğraflar ve Gifler

Vincin her yerini kullanan Erdal Beşikçioğlu tüm oyun boyunca vinçte ayak basılmadık yer bırakmadı!

Sahnede sınır neresidir? Seyircilerin içimi yoksa gökyüzü mü? Eminim sahne üzerine kurulan platform biraz daha yüksek olsaydı, Erdal Beşikçioğlu daha da yükseğe çıkacaktı!

En çok bu bölümde aha düştü düşecek dedim ama Allah korusun düşmedi. Gerçekten mükemmel bir perforvmans sergileyerek seyircileri mest etti.

Bir Delinin Hatıra Defteri “Erdal Beşikçioğlu”
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
4 Comments
Güzeldi oldukça, hatta Joker filmini bu tiyatro oyunundan sonra izleyince bu performansa epey benzettik. Tek perde olması bizi ve diğer izleyicileri şaşırtmıştı.
Nikolay Gogol keşke daha uzun yazsaymış değil mi? 🙂 Belki ikinci perde de olurdu. Şimdi Joker filmini hatırlatmanız bende bir farkındalık oluşturdu gerçekten teşekkür ederim. Ciddi benzerlikler var. Fakat karaktere indiğimizde İvanov ve Joker ciddi benzerlikler göstermiş olsa da biri üzüntüsünü nefret ve kine vurup daha agresif bir karakter oluyor. Biri ise üzüntüsünün içerisinde kendi kendini bitiriyor.
Ben de geçen sene Sivas’ta izlemiştim, büyüleyici bi sahneydi. İçerik zaten tartışılmaz fakat Erdal Beşikçioğlu’nun oyunculuğu da çok etkiledi.
Özellikle ses tonlamaları, çıkışları beni çok etkilemişti. Başka bir sanatçının artık bunun üzerine bir performans koyacağını düşünmüyorum.