Cursed Dizisi “Fantastik Hezeyan”

Bu yazıda bahsedeceğim dizi, Netflix’te yayınlanmasıyla aynı gün raflara düşen Lanetli kitabından ilham almış ve Kral Arthur efsanesini yeniden yorumlamış. Fantastik türünde yapımlar izlemeyi çok severim. Cursed’de fantastik bir dizi olduğunu iddia ediyorlar. Tamam ortam güzel, büyüler müyüler falanda var ama eksik bir mantık var. Hani Yüzükler Efendisindeki Kartallar muhabbeti gibi bir şey var. Bu sebepten dolayı Fantastik değilde daha çok Fantastikimsi bir dizi diyebiliriz. Cursed dizisi Netflix’in yüksek bütçeli yapımlarından biri olduğu söyleniyor fakat diziyi izlerken o kadar da büyük bir bütçenin nereye gittiğini anlamak pek mümkün değil. Sanırım dizinin yapımcısı bu diziyi aile şirketine yaptırmış ve Netflix’i sömürmüş olabilir. Yeşil fon üstüne sahte oyunculuklarla çekilmiş, konusu ilginç, seyir zevki düşük, yer yer monoton, yer yer daha çok monoton bir yapım olmuş. Kimi zaman keşke bu bataklığa düşmeseydim dediğim çok oldu ama lanet olsun bir kere başladığım şeyi sonuna kadar izleme arzum var ve bu arzumdan bir türlü kurtulamıyorum.

Kral mı Arthur?

Cursed dizisi, Arthur efsanesini Gölün Hanımı olarak da bilinen Nimue karakterinin gözlerinden yeniden yorumlayarak anlatıyor. Efsanenin bu versiyonunda Nimue, bir paralı asker olan Arthur ile Kral Uther’i ele geçirmek için birlikte çalışıyor. Lanetli kitabını da okumadık tam hikaye nedir bilmiyorum ama bir çok Camelot, Excalibur ve Kral Arthur efsanesi ile ilgili çizgi film, dizi vs. izledim. Hiç birinde böyle bir efsane söz konusu değildi. O yüzden biraz da meraktan izledim diziyi. Acaba dedim Kral Arthur’a, kılıcı taştan çıkarma efsanesine nasıl bağlayacaklar diye bekledim ve gördüm ki bağlamadılar. Gelecek sezonları olursa mutlak bağlarlar herhalde diye tahmin ediyorum.

Arthur Irkçılık Propagandası Mı?

Arthur için söylenecek çok söz var ama bunları Arthur karakterine değil Netflix’in kurumsal imajına söylemek istiyorum. 5. Yüzyıl sonlarında geçtiği düşünülen, kadınların cadı diye yakıldığı, farklı vücut yapısında doğanların lanetli olarak görüldüğü, kuzey kutbuna yakın olan ve bu sebepten dolayı insanların ten renklerinin beyaz olduğu, sarışın, kızıl ve esmer haricinde kimsenin olmadığı bir kavmin içine zenci oyuncu koyuyorsunuz ve bu kişi dizide hiçbir ırkçılığa maruz kalmıyor, hiçbir tepki görmüyor. Bu Netflix’in popüler kültürde ırkçılığa karşıyız, yaşasın hümanizm, yaşasın ibnelik söylemlerinden biri mi yoksa bir anlamı var mı merak ettim. Çünkü yanlış hatırlamıyorsam dizide Arthur’dan başka zencide yoktu. Yanlışta hatırlıyor olabilirim çünkü diziyi izlerken bazı zamanlar o kadar sıkıldım ki eğer bir zenci karşıma çıkmışsa kaçırmış olabilirim.

Merlin Karakteri

Dizideki tek ilgimi çeken Merlin karakteri oldu sanırım. Güçlerini kaybetmiş fakat zekasıyla yaşamını büyücü olarak idame ettirebilen alkolik biriden bahsediyoruz. Efsanelerden ve daha önce gördüğümüz yapımların aksine hayalimizdeki Merline format atıp yeni bir sürüm yüklüyoruz. Fakat bu sürüm kötü mü olmuş? Açıkçası insanlar pek yeniliklere açık değildir, yeni olanlar onlar için her zaman şikayet sebebidir ama bir sezonu baştan sona izleyince Merlin’i bu şekilde daha çok seveceksiniz. Ahh birde büyüsü olsaydı ne manyak olurdu be bile diyebilirsiniz.

Film Müzikleri

En izlediğim Netflix yapımı olan The Umbrella Academy 1. Sezonunda en sevdiğim tarafı dizinin müzikleriyle. Hatta aklıma gelenlerle bir sıralama yapsam 1. Sıraya Lucifer, 2. Sıraya The Blacklis, 3. Sıraya White Collar, 4. Sıraya The Mentalist ve 5. Sıraya da The Umbrella Academy’inin dizi müziklerini koyabilirim. Hatta bu listeyi uzatabiliriz fakat bu listeye Cursed dizisi hayatta giremez. Belki en kötü dizi müzikleri diye bir liste yapsak liste başı olarak koyabiliriz. Dizinin duygu yoğunluğunu yansıtabilen hiç müzik olmaz arkadaş. Dönem müziği koysanız bile insanın içine biraz işlerdi. Keşke en yüksek bütçeli yapımlardan biri olarak gösterilen bu dizinin yapımındaki bütçelerden dizinin müziklerine de gitseymiş.