Alıntı: Onur Ünlü Bir Sürü Endişe “Cennete Mi Cehenneme Mi Gitsin”
19 Nisan 2021İzledim: Bütün Çılgınlar Sever Beni
9 Haziran 2021Özgürlük 2 kere 2 dört eder diyebilmektir!
1984 – Büyük Gözaltı Oyun Özeti
Özgürlüğe ihtiyaç duyan, halkların adaletsiz düzene ve sömürü sistemine artık tahammül etmeyip başkaldırdığı ve dünyada devrimlerin en sık yaşandığı zamanlarda insanları organize etmek ve onların hayal dünyasını genişletecek olan distopya türünde yeni romanlar yazıldı. Bunlara bir örnekte İngiliz yazar George Orwell‘in 1949 yılında yayınlanan ve kısa sürede tüm dünyada klasik mertebesine erişmiş eseri 1984‘tü! 1984, ‘‘Büyük Birader‘‘, ‘‘Düşünce Polisi‘‘, ‘‘101 Numaralı Oda‘‘, 2+2=5‘‘ gibi çeşitli terminolojileri ve kavramları günümüz lugatına dahil etmiş ve devrimci kitlelere ilham olmuştur. Bugün bile dünya liderlerinin ağzından bu argümanları duyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bile uluslararası kürsülerden tüm dünyaya bu argümanı ve varyasyonlarını söylemekte. Roman ve 1984 – Büyük Gözaltı oyunun özetini kısaca anlatmak gerekirse, romanın dünyası üç ayrı rejimle yönetilmektedir: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya… Sovyetler Birliği’ni andıran Okyanusya, düşünmeden itaat eden ve Büyük Birader adında birine bağlılıkları olan halkın yaşadığı devlettir. Toplumdaki tüm insanların hareketleri, düşünceleri ve davranışları izlenmektedir. Bir yeraltı örgütü olan muhalif özellikteki kardeşlik ve bu örgütün lideri Goldstein, bu toplumun düşmanı olarak görülür. Romanın baş karakteri Winston’ın çeşitli olaylara dahil olmasıyla roman, okuyucuların akıllarında birtakım soru işareti bırakacaktır: Büyük Birader ve Goldstein gerçekten yaşıyorlar mıdır?
1984 – Büyük Gözaltı Oyuncuları
Rutkay Aziz ismini ilk olarak Avrupa Yakası’nda görmüş ve oynadığı karakter ile ne kadar bağdaştığı dikkatimi çekmişti. Özellikle “Siyasi olmadıktan sonra hiçbir partiyi kaçırmam” repliği arkadaş ortamlarında bir numaralı replik olmuştur. Oynadığı karakterlerdeki liderlik vasıflarını üzerine cuk oturması bu tiyatro oyununda da kendini oldukça belli ediyor. Ayrıca oyunda sadece oyuncu olarak değil, yönetmen olarak da Rutkay Aziz büyük katkı sağlıyor. Rutkay Aziz’e oyunda en büyük destek veren, oyunun başrol oyuncusu Taner Barlas… Taner Barlas’ta sürekli dizilerde, filmlerde gördüğümüz bir sanatçı olduğu için tip olarak tanıdığım fakat isim olarak bilmediğim bir sanatçıydı. Bu oyun sayesinde artık hem isim olarak hem de tip olarak kendisini tanıyor ve ne kadar usta bir oyuncu olduğunun altını çiziyorum. Bu tiyatro oyunu ve oyuncular hakkında bazı mecralarda kötü yorumlar bulunuyor. Bu yorumlara karşı ben ise oyuncuları övüyorum. Sebebi ise şu; pandemi zamanında online olarak birçok tiyatro oyunu izlemiş oldum. Ancak ciddi anlamda o kadar oyun içinden oyunculuk olarak beğendiğim ve izlemekten zevk aldığım sayılı sanatçılardan biri oldukları için bu kadar övüyorum. Bu oyunculuklar yanında birde politik tiyatro yapmayı seçmiş olmaları zaten bir adım daha öne taşıyor. Rutkay Aziz, Taner Barlas ve diğer Perdeci oyuncularını izlemek büyük bir zevkti.
1984 – Büyük Gözaltı Fikrileri
1984 Okumadığım için konuya ne kadar sağdık kalınmış, ne kadar kurgu yapılmış yorum yapamayacağım ancak oyunu izlemek kitabı okumak için büyük bir istek uyandırıyor. Oyunun konusu, karakterlerin gelişimi, amaçlar ve amaçların uğrunda kullanılan araçlar 1949 yılında distopya olarak yazılmış olan bir romanı günümüzde distopya demek için utandığımız bir hale büründürüyor. Evet, oyunda ki bilim kurgu denilebilecek, hayır bunlar gerçekte olamaz olsa olsa bu bir distopya kurgusudur diyebileceğimiz roman uyarlaması ne kadar günümüze benziyor ve bizden konulara değiniyor? Oyunun içinde en çok sevdiğim fikir ise “2 kere 2 5 eder. özgürlük köleliktir, cehalet özgürlüktür!” olsa da oyunun sonunda “Özgürlük 2 kere 2 dört eder diyebilmektir!” repliğinden sonra Zülfü Livaneli’nin Ey Özgürlük şarkısı başlayınca insanın içinde harekete geçme ve özgürlüğü için savaşma ihtiyacı uyanıyor. Çünkü bu kadar soruşturma ve dava arasında kendimizi ne kadar özgür hissediyoruz? Sosyal Medyada yorum yaparken bile içimizden acaba bu yorum başımıza bir bela açar mı diye düşünüp yorum yapmaktan vazgeçiyoruz. Bu olsa olsa 2 kere 2, 5 eder düzenidir. Fakat özgürlük; 2 kere 2 dört eder diyebilmektir! Ey özgürlük…
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
2 Comments
Sayenizde, geçmişten bazı esintileri, dün ile bu günü birleştiren değer olarak zevkle okudum. Teşekkür ediyorum.
Rica ederim