Deli Ormanlı

Fragmanını ilk gördüğüm günden beri bir Türk filminde acaba boks nasıl olur diye merakla beklediğim bu filme vizyona girmesinden uzun bir zaman geçmesine rağmen sonunda gidip izleyebildik. Neden bu kadar geç izledik? Çünkü kız arkadaşım sağ olsun oyuncular ile alakalı anlattıkları sayesinde merak ettiğim filme pek sıcak bakmamıştım. Fakat vizyonda gitmediğimiz başka film kalmadığı için bugün bu seçeneği değerlendirdik.

Deli Ormanlı filmi Milli boksör Savaş ile bu boksörün maçlarını düzenleyen fakat boksta bahis yaparak ciddi paralar kazanan Tarık Kara’nın arasındaki hikayeyi anlatıyor. Ama ne hikaye… Hikaye bakımından filme 10 üzerinden 8 veririm. Puan konusu geçmişken filmdeki müzikler içinde 10 üzerinden 5, kamera çekimleri içinse 10 üzerinden 6 verebilirim. İlk olarak filmin konusunu ve film hakkındaki düşüncelerime geçeceğim;

Deli Ormanlı Konusu

Avrupa şampiyonu boksör Savaş Türkyılmaz, nam-ı diğer Deliormanlı (Sarp Levendoğlu), eşinin ölümünden sonra boksu bırakmış, ringlerden uzaklaşmıştır. Ancak annesinin hastalığının gerektirdiği tedavi masraflarını ödeyebilmek için yeniden profesyonel boksa dönmeye karar verir. Bu esnada bir röportaj sırasında tanıştığı gazeteci Hülya Yiğit (Birce Akalay) ile arasında bir aşk başlar. Ünlü şampiyon Tommy Dixon ile karşılaşmaya hazırlanan Deliormanlı ve Hülya’nın önündeki en büyük engel ise ünlü mafya babası ve menajer Tahsin Kara’dır (Gürkan Uygun).
Filmde kariyerinde Mike Tyson galibiyeti de bulunan ünlü İngiliz boksör Danny Williams da rol alıyor. Film hakkında çok fazla detaya inmeyeceğim çünkü muhteşem bir senaryosu var ve film sizi sonunda hiç beklemediğiniz bir şekilde ters köşe yapıyor. Fakat bu ters köşeden sonra her zamanki klişeye geri dönülüyor. Ayrıca filmde polis etkeni hiç kullanılmamış gibi. Sanki hiç polis yokmuş ve gazetecilere polis yardım edemezmiş gibi bir algı var. Filmin ana karakterleri gelişen olaylar karşısında gelişen olaylara polisi dahil etmemeleri çok saçma olmuş.

Deli Ormanlı Film Müzikleri

Bu mükemmel film konusunda takıldığım 3 noktadan birini filmin konusunda bahsettim. Takıldığım noktanın ilki filme polisin bir etkisi olmamasının çok saçma olduğuydu. İkinci konu ise film müzikleri. Benim zevkim mi bilmem ama filmdeki müzikler bu filmin ağırlığına yada bir filmde olabilecek müzikler grubuna dahil değil bence. Neden diye soracak olursanız. Romantik bir sahnede Feridun Düzağaç’ın seslendirdiği Alev Alev şarkısı o sahneye acayip cuk oturmuş. Hatta tek beğendiğim müzik desteği bu oldu. Ama bu müzikte sahnede radyoda çalıyorken gelişen bir olayda kimse radyoya dokunmadığı halde müzik yarıda kesiliyor. Bu benim filme karşı olan dikkatimi acayip dağıttı. Diğer müzik seçimleri ise antrenman ve maç müzikleri kesinlik o sahnelere hiç olmamış. Sahnenin duygusunu yaşamamıza izin vermeyen müzik seçimleri olmuş.

Kamera Çekimleri

Tam bir sinema gurusu olmadığım için bu konuda kendimi tam ifade edemeyebilirim. Kamera çekimleri konusunda genelde bok konusunu işleyen filmlerde belirli klişe çekimleri vardır. Bu klişe çekimlerde o anki yaşanan duyguları seyirciye harika bir biçimde aktarır. Resmen o duyguyu alırsınız, o sahneyi sizde yaşarsınız, sizinde canınız yanar. İşte bu filmde o yoktu. Basit bir sahne gibi çekilmiş bir bok maçı izledik ve o maçın önemini açıkçası pek hissedemedik. Açıkçası bir ağır çekimde yumruk yeme, yere düşme sonra gaz verici bir müzikle yerden kalkma oyuna geri dönme sahnesini görüp gaza gelmeyi çok isterdim.

DELİ ORMANLI FİLMDEN KARELER