Okudum: Gogol – Palto
11 Aralık 2022Alıntı: Solon Yasaları – Atinalıların Devleti
24 Aralık 2022Gogol’ün Palto isimli hikayesinden uyarlanan yine uyarlandığı hikayenin ismini taşıyan tek kişilik bir tiyatro oyunu olan Palto’yu izledim. Oyunu izledikten sonra tekrardan kitabını okudum, oyun hikayeye oldukça bağlı kalınmış, kitaptaki olaylar çok güzel görselleştirilmiş, hatta oyun kurgudan bir adım geri kalarak, kitap hakkında anlatı olmuş. Yani Gogol’ün Palto hikayesi bir resimli kitap olsaydı, görselleri tam olarak böyle olurdu. O resimli kitabı biri seslendirecek olsaydı, tam olarak böyle seslendirirdi. Bunlara rağmen hikayenin gidişatı oyunun ikinci perdesini de oluşturabilirdi. Yani ikinci perde eksik kalmış.
Oyundaki En İyi Ayrıntı
Şükrü Veysel Alankaya oyunu kendi kurgulayıp kendi yönetmiş ve tiyatrolar.com.tr sitesine göre tam olarak 2015 yılından beri bu oyunu oynuyormuş. Oyunculuğunda en beğendiğim özelliği karakter geçişleri. Karakter geçişleri harika olmuş. Can verdiği karakterlerin birbiri ile kavgasını izlemekte zevkliydi. Terzi Petroviç’in kahramanımız Akakiy Akakiyeviç ile tartışmalarını izlemek oyunda izlediğim en zevkli yerlerdi. Oyuna tam konsantre olamadığımdan mı, yoksa gerçekten ilgimi çekmediğinden mi bilemiyorum ama sanırım oyunda övebileceğim tek ayrıntı burasıydı. Biliyorum konumum itibariyle saygısızlık oluyor ama şimdi yermeye geçmeliyim.
Pandemi ve Emek Edebiyatı
İlk olarak oyunun sonundan bahsetmek istiyorum. Tamamen kendi çıkarlarım adına konuşuyorum. Hatay’da belki ayda bir belkide sezonda 3-4 kere gerçekten beni heyecalandıracak tiyatro oyunu izliyorum, turneye çıkan tiyatrolar Hatay’ı pek tercih etmiyor. Pandemi zamanında ise Tiyatro izlemek sahneden imkansızdı, online olarak ne kadar izleyebildiysek… Moda Sahnesine bu konuda ne kadar teşekkür etsek az. Mobilet uygulaması üzerinden oyunlarını cüzi bir miktarda sergileyen diğer tiyatrolara da çok teşekkürler. Ortaoyuncular’a zaten Youtube kanallarından dolayı altın plaket vermek isterim. Fakat oyun sonunda çıkıp pandemi edebiyatı yapan Şükrü Veysel Alankaya’ya sen neler yaptın diye sormak istedim? Belki bir şeyler yapmıştır bilmiyorum fakat bunu çok içten bir şekilde sormak istedim.
Tarajediden Komediye
Gogol’ün palto hikayesi trajik ve alt metin olarak protest bir hadise. İlk paragrafta söylediğim gibi, evet oyunun sahne kurgusu hikayeyi resimli kitap yapsalar, kitaplarda kullanılacak resimlerin yerine geçecek kadar güzel hazırlanmış. Arkaplandaki ekibi tebrik etmek gerek fakat hikayenin anlatısı olan o trajiklik yerini traji komik hatta trajisi fazla sadece komikliğe bırakmış. Akakiyeviç’in başına gelenler durum komedilerinden hiç bir farkı olmayan olaylara dönmüş. Hikayedeki o trajedinin yükseldiği zamanlar var mıydı? Sanırım ortasında ve sonunda birer kez oldu. Fakat tam orada seyirciyi yakalayabildiğini zannetmiyorum. Burada Nazan Kesal’ın Yaralarım Aşktandır oyununda ağladığını gördüğüm aklıma geldi, bu benim için zirveydi. Hani diyorum ki orada Nazan Kesal’den bahsediyoruz biraz daha insaflı olayım, aklıma pandemi zamanında online izlediğim Trom oyunu geliyor. O oyunda tek kişilik bir oyundu üstelik gayet trajiktide…
İnteraktivite
Bir başka yermek istediğim konu ise oyuncunun sahneden inerek seyirciye interaktif bir oyun sunma çabaları. İnsan hazır cevaplılığına gerçekten güvenmesi gerekir. İyi bir manipülatör olması gerekir. Sorularla karşındaki insanı yönlendirmen gerekir. Fakat Şükrü Veysel Alankaya’nın oyundaki bu interaktif bölümü çok zorlama ve bayat geldi. Belki bir kaç soru, belki bir kaç espri önceden hazırlanıp seyirciyi o an, o sorulara ve esprilere yönlendirmek daha içten ve olağan akışa uygun olabilir. Aksi halde oyunun durması ve soğuması beni oyundan kopardı. Bu yazıda konusu açılmışken yine TROM’dan örnek vermek istiyorum. Mesela o oyunda belki interaktiflik söz konusu değil ama oyuncunun gerçek kişiliği ile oynadığı karakterler arasında geçişler vardı. Bu geçişlerde oyuncu kendisi olduğu zamanlarda duvarları yıkıp seyirciyle konuşuyordu. Ki bu konuşma aslında seyirci konuşmaya katılsa oldukça başarılı bir diyalog oluşturabilirdi.
Palto Aşkı
Ve son paragrafımı yazarken bu oyunu izleme sebebimin, oyunda görmek istediği fakat göremediği en önemli detayı paylaşmak istiyorum. Ahhh kendisi Rus edebiyatına aşık, ben ise ona… Gogol’un Palto hikayesinde Akakiy Akakiyeviç’in artık aklını kaybettiğini gösteren işaretleri gördüğümüz Palto aşkını oyunda yeterince izleyemedik. Oysa Akakiyeviç ile Palto ilişkisi tam olarak hikayenin en yüksek dönüm noktalarından biriydi. Bunu bir kadına aşık olur gibi değil, direkt palto ile samimi bir ilişki olarak görmek Akakiyeviç’in tam olarak akıl sağlığını daha iyi yansıtabilirdi. Benim minik Rus edebiyatı canavarım buna bir türlü kanmadı.
Serkan Dinç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.